Fişi Çekmeye Hazır mıyız?
Dünyanın sokak seslerinin eşitsizlik ve kapitalist sömürüye karşı birlikte yükseldiği zamanlardayız.
Peki, emperyalist-kapitalist sistemin neoliberal politikalarına karşı her alanda işçi emekçilerin muhalefetinin, grevler ve protestolar şeklinde gelişerek kendi nesnelliğini ortaya koyması, durumu değiştirmek için yeterli mi?
Proletaryanın üretimden gelen o muazzam gücünü göstermiyor olmasının nedeni bir önderlik sorunu olabilir mi?
Sendikal bürokrasinin sarmaladığı bu muazzam gücün sahiplerinin devrimci toplumsal militan rolünün bilincine varabilmeleri için sosyalistlerin nasıl bir ayna görevine sahip olmaları gerektiğine karar vermeliler.
Günümüzde kapitalist sistemle tamamen uyumlu hale gelmiş sendikaların bürokratik yapılarının parçalanması işçi sınıfının öncelikli görevlerinden biri olmalıdır. Devamında ise mesleki örgütlenme meclislerini tabana yayarak devrimci sendikaların yeniden hayat bulmasını sağlamak da yaşamsal öneme sahip bir olgu olarak önümüzde durmaktadır.
Kapitalizmin içsel bir olgu olarak yaşamak zorunda olduğu yapısal krizlerini aşmada oldukça zorlandığı aşikar. Buna karşı yürütülen kavgalarda sistemi yerle bir edememiş olmanın tek sorumlusu işçi sınıfı veya emekçileri midir? Bu soru bize bir önderlik ya da parti sorununu işaret ediyor olabilir mi?
Emperyalist kapitalist toplumların kendi ‘liberal demokrasi’leriyle yarattıkları sistemi yönetemez hale geldikleri gerçeği hayatın her alanında görülmekte. Kendilerinin yarattığı cehennemden çıkışın bir yolu olarak faşizmin farklı modellerini devreye sokarak ömrünü uzatmaya çalışıyorlar.
Pandemi döneminden sonra kapitalizmin içsel kriz dinamiği dünya genelinde çok daha net görülür oldu. Bu durum bize kapitalizmin yoğun bakım ünitesinde entübe edildiğini göstermekte. Peki kaybedecek zinciri bile olmayan o muazzam güç, o gücün kudreti kapitalizmin fişini çekmek için hazır mı?
Pandeminin hayatımıza dokunduğu tek gerçek ölüm olmadı. Milyonların yoksulluğu ölümden daha çarpıcı bir gerçek olarak su yüzüne çıktı.
Kapitalizmin krizlerine, enflasyona, yoksulluğa, savaşlara, iklim değişikliğindeki gelişmelerin yarattığı yıkımlara karşı örgütlenen sebepli devrimci sokak hareketlerine ihtiyacımız var.
Z kuşağı olarak adlandırılan kuşaktan bireylerin dünyanın her tarafında kapitalizmin adaletsizliğine ve yıkıcılığına karşı aktivizme yönelmiş olmaları, 21. yüzyılda sosyalizmin geçer akçe olduğunu göstermekte. Yine bu kuşaktan gençlerin komünizmin kapitalizmden daha adil bir sistem olduğunu düşünüyor olmaları vurgulanması gereken son derece önemli başka bir nokta.
Dünyada yaygınlaşarak devam eden ekoloji sorunlarına yönelik eylemlerin, diğer tüm coğrafyalarda işçi sınıfının hak alma eylemleriyle buluşuyor olması da oldukça anlamlı.
Bütün bu verilerle baktığımızda, marksist argümanlarla konuşan insanların bir gerçeği görmesi gerekiyor; kapitalizmin yerle bir edilmemiş olmasının tek nedeni işçi sınıfı ve emekçi halkların eksik yanları değil. Günümüzün temel sorunu önderlik ve parti sorunu olarak devam etmekte.
Sosyalistlerin iktidar hedefli siyaset tarzından uzaklaşmış olmalarının o kadar çok emaresi var ki; günümüzde 6 saatlik iş mi, 8 saatlik iş mi tartışmalarının yapıldığı, kamulaştırma sözünün ağızlara alınmadan ve iktidar hedefinden yoksun yapılan siyaset hiç kuşkusuz bizlere bir şey kazandırmış olmuyor.
Yakın zamanın en önemli sendikal mücadele pratiği hiç kuşkusuz Kayı İnşaat işçilerinin sendikaları İnşaat-Sen ile birlikte verdikleri ezber bozan mücadeledir. Bu kazanım bundan böyle tüm işçi sınıfının önünü açacak büyük moral ve üstünlük kazandıracak bir pratik olmuştur. Bu durum halkın ‘seçkinlere’ yönelik devleşen öfkelerinin patlama noktasına geldiğini işaret ediyor.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.