Dünya Çapında
Akdeniz havzası olarak tarihsel sıcaklık rekorlarının kırıldığı günleri yaşıyoruz, aynı zamanda Akbelen’de koca bir ormanın maden sahası yapılmak için yok edilişine tanıklık ediyoruz. Neden ve sonuç çoğu meselede bu kadar açık şekilde önümüze gelmez ama bu sefer geldi.
Yüzyıl önce bu neden ve sonuç ilişkisini kuramıyorduk. Ekonomik faaliyetlerimizin çapı bu kadar büyük değildi, etkileri çok dolaylıydı. Bu etkileri açıklayacak kavram ve araçlarımız bile gelişmemişti. Bir ormanı yok etmek demek sadece ağaçları kesmek mi demek? Bir ırmağı, gölü kurutmak demek sadece birkaç balığı mı etkiler? Kutuplardaki buzulların bize bir faydası var mı?
Durum artık böyle değil. Dünya çapında on yıllardır yapılan gözlemler yeterince birikti. Bir ormandaki ağaçları kesmek demek, orayı geri dönüşsüz şekilde yok etmek demek. Ormandaki küçük mantarından büyük kedisine, ağacına yuva yapan kuşundan ağaç gölgesinde büyüyen çalısına yok olması demek. Sadece bu türlerin sayısının azalması da değil; oradaki ekosistemin, aralarındaki özel yaşamsal ilişkinin kaybolması demek.
Ve felaket bunlarla sınırlı değil. Artık kesin şekliyle biliyoruz. Sadece uzaktaki bir köyün bir ormanını kaybetmiyoruz. Büyük sistemler, büyük etki ve tepkiler var. Bir ormanı kaybediyoruz ve dünya çapında iklimi değiştiren bir süreçte bir adım daha ileri gidiyoruz.
Bilmekle bilmemek arasında büyük bir fark var. 20 yıl önce yapılan ‘küresel ısınma gerçek mi?’ tartışmaları artık yapılamıyor. Yine de hakiki bir çözümün yolunda da değiliz.
Akbelen’de binlerce ağacı kapsayan bir orman, şimdiye kadar çoktan vazgeçilmesi gereken linyit kömür santrallerine maden alanı olsun diye yok ediliyor.
Deveye ‘boynun neden eğri?’ diye sormaya gerek yok. Zaten doğru olan bir yeri yok
İklim değişikliği sorunu, insanlık için bir bilinçlenme sorunu olmayı geçeli çok oluyor. Sebep artık belli. Dünya çapında enerji, mal ve hizmet üretimi kolektif bir aklın değil de özel şirketlerin kar hesaplarının elinde olduğu sürece iklim değişikliği sürecini değil geri çevirmek, yavaşlatmak bile mümkün değil.
Sorunumuz tek bir orman, tek bir ırmak değil, tek bir ülke bile değil. Doğada dünya çapında büyük bir ekolojik sistemi konuşuyoruz. Buna zarar veren dünya çapında büyük bir kapitalist sistemi konuşuyoruz.
Bütünsellikten kaçmamız mümkün değil. Mücadele hedefimiz buna uygun olursa ilerleyebiliriz.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.