Kapitalizmin Derin Krizi ve İsviçre’de Emekçi Direnişinin Yükselişi
Kapitalist merkezlerin uzun zamandır “istikrar adası” olarak sunulan ülkelerinden biri olan İsviçre’de, son aylarda inşaat ve sağlık işçilerinin yürüttüğü grevler, yalnızca sektörel bir memnuniyetsizlik patlaması değil; kapitalizmin merkezinde biriken sınıfsal gerilimlerin görünür olduğu tarihsel bir momenttir. Bu grevler, sermayenin krizi yönetme biçimlerinin sınırına dayandığını, işçi sınıfının ise yeniden kolektif bir güç olarak sahneye çıktığını gösteriyor. İsviçre’de yaşananlar, kapitalist merkezlerde yükselen uluslararası emekçi mücadelesinin yerel bir tezahürü; aynı zamanda sistemin çözülme belirtilerinin merkezî bir ifadesidir.
İnşaat Direnişi
Kuzeybatı İsviçre’den Basel’e yürüyen binlerce inşaat işçisi, sadece düşük ücretlere ve aşırı çalışma saatlerine karşı değil, sermayenin yeni sömürü rejimlerine karşı da meydan okuyor. Haftalık 50 saate varan çalışma baskısı, Cumartesi ek ücretlerinin kaldırılması ve yol + mola sürelerinin gasp edilmesi; kapitalizmin krizi derinleştikçe emeğe yönelik saldırının da yoğunlaştığını gösteriyor.
İnşaat işçileri, “Biz İsviçre’yi inşa ediyoruz” derken, aslında kapitalizmin temel bir gerçeğini hatırlatıyorlar: Üretimin maddi temeli, sermayenin değil, işçilerin kolektif emek gücüdür. Bu grev yalnızca bir iş bırakma değil; görünmeyen emeğin siyasal bir özneye dönüşmesidir. Üretim tekerleklerinin durduğu her an, sermaye düzeninin kırılganlığını gözler önüne seriyor. İşçilerin yürüyüşü, kapitalizmin kendisini ayakta tutan emek ilişkisini tersine çeviren devrimci potansiyeli taşıyor.
Bakım Emekçilerinin Mücadelesi
Pandemi boyunca “kahraman” ilan edilen sağlık işçileri, bugün insanca çalışma koşulları ve kamusal sağlık hakkı için sokakta. Bern’deki hemşire mitinginde yükselen talepler — güvenceli vardiyalar, personel artırımı, ücretli fazla mesai ve yasal güvence — bakım emeğinin sistem tarafından nasıl sömürüldüğünü açığa çıkarıyor.
Unia’nın Care-Manifesto’su, bakım emeğinin metalaştırılmasına karşı siyasal bir program niteliği taşıyor. Kapitalizmin kâr mantığı ile insan yaşamının ihtiyaçları arasındaki çelişki, en keskin biçimiyle sağlık sektöründe ortaya çıkıyor. Sağlık hizmeti, kâr için değil, toplumsal varoluşun devamı için zorunludur. Bu nedenle sağlık çalışanlarının direnişi, yalnızca kendi çalışma koşullarının savunusu değil; kapitalizme içkin insanlık dışı değer rejimine yöneltilmiş bir sistem karşıtı eleştiridir.
İsviçre’de Sınıf Çatlağı
İsviçre'deki grevlerin en önemli boyutu, ülkenin ideolojik imgesine yönelttikleri darbede saklıdır. Sermaye çevrelerinin “toplumsal uzlaşma modeli” olarak pazarladığı İsviçre, bugün üretim tezgâhlarının başında biriken öfkenin çatlaklarından sarsılıyor.
İnşaat ve sağlık sektörlerinde yaşanan grevler, kapitalizmin merkezinde gizlenen temel gerçeği açığa çıkarıyor:
Üretimin gerçek sahibi sermaye değil, örgütlü emektir.
İşçiler durduğunda, bütün sistem duruyor; sermayenin “istikrarı”, emekçilerin sessizliğine bağımlı bir yanılsamadan ibaret. Bugün bu yanılsama çözülüyor.
Bu grevler, işçilerin kendi güçlerini fark ettiği bir momenttir. Bireylerin atomize edildiği kapitalist düzen, kolektif örgütlenmenin yeniden kurulduğu her an sarsılır. İşçilerin sokakta kurduğu birlik, devrimci öznenin kendini yeniden inşa etmesidir.
Küresel Sınıf Dalgası
İsviçre’deki grev dalgası, kapitalist merkezlerde yükselen daha geniş bir sınıf hareketinin parçasıdır. Almanya’da hemşirelerin haftalar süren iş bırakmaları, Fransa’da taşeron işçilerin yol kapatma eylemleri, ABD’de lojistik ve kargo çalışanlarının platform grevleri… Bunların tümü, sermayenin merkezileştikçe derinleşen sömürü stratejilerine karşı işçi sınıfının yeniden kolektif mücadele formu bulduğunu gösteriyor.
Bu uluslararası gelişmeler, Marksist teorinin önemli bir saptamasını doğruluyor:
Kapitalizmin krizleri çevrede değil, artık merkezin kendisinde yoğunlaşıyor.
Merkez ülkelerdeki grevlerin tedarik zincirlerini durdurma gücü, işçi sınıfının stratejik konumunu yeniden öne çıkarıyor. İşte bu nedenle bugün İsviçre’deki inşaat ve sağlık işçilerinin mücadelesi, yalnızca yerel bir talepler bütünü değil; küresel kapitalist düzenin krizine verilen ortak bir yanıttır.
Dayanışmanın Politik Gücü
Kapitalizmin en etkili yönetim mekanizması, bireyleri atomize ederek kolektif gücü dağıtmasıdır. Ancak İsviçre’deki eylemler, bu atomizasyonu kıran yeni bir dayanışma formunun doğduğunu gösteriyor.
İnşaat işçisi ile hemşirenin talepleri farklı olabilir; fakat onları birleştiren şey, sermayenin aynı mantıkla her iki sektörü de sömürmesidir. Bu nedenle dayanışma artık yalnızca bir duygusallık değil; politik bir zorunluluktur. Bir sektördeki grev, diğerini güçlendirir; bir işçiye yönelen saldırı, ortak bir sınıfsal karşılık yaratır.
Dayanışmanın her biçimi — bir yürüyüşe katılmak, bir grev hattını ziyaret etmek, bir işçiye destek olmak — kolektif direnişin devrimci zincirini örer.
Kriz ve Devrimci Ufuk
Kapitalizmin sürekli kriz hâlini “normalleşme” adı altında yöneten düzen, artık çözülme belirtilerini gizleyemez hâle gelmiştir. İsviçre’deki grevler, bu çözülen düzenin ortasında yeni bir politik ufku işaret ediyor.
Her grev, sadece bir ekonomik talep değil; emeğin toplumsal karakterinin yeniden görünür kılınması, üretimin kolektif niteliğinin siyasal bir iddiaya dönüşmesidir. Bugün inşaatta, sağlıkta, lojistikte ve bakım alanında yükselen mücadele, işçi sınıfının tarihin öznesi olma kapasitesini yeniden hatırlatıyor.
Gelecek, kapitalin değil; örgütlü emeğin ellerinde şekilleniyor.
Kapitalizmin duvarları çatlıyor;
Şimdi insanlığın ve emeğin duvarlarını örme zamanı.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.


253526889.webp)
250235831.webp)




251934370.webp)








243429794.webp)
241725935.webp)











240907348.webp)





































250010549.webp)





252534979.webp)




























