Kavşaktayız
Kriz dönemleri karar dönemleridir.
Bu kararların verileceği zamanlar geleceğe dair tüm tahayyüllerin sınanacağı zamanlar olacaktır. Etkileri sonraki yıllarda görülebilecek bu politik yönelimlerin belirlenmesinden sonra bunların üzerinde çok oynama şansına sahip olunamaz.
Günümüzde bizleri belli politik tercihlere yönelten ve bu temelde belli kararları almaya iten koşulları iyi analiz edip bilinçli ve sağlıklı kararların alınması oldukça önemlidir.
Günümüz toplumsal gerçekliğini ele alış metodumuz büyük önem arz eder. Aynı gerçekliğin bir başkası veya politik bir çevre tarafından farklı görünmesi veya algılanması da mümkündür. Bu durumun başka doğruları içerip içermediği bir tartışma konusu olabilir. Zira tüm bu konular hakkında kesin kararlar verebilecek bir olgunlukta olmak gerekir.
Bugün yaşadığımız ülkenin sosyal-siyasal-politik iklimleri, bize bir çok sorunun düşünsel dünyamızda kavrama ve pratikte bunları hayata geçirme olanakları sunar.
Örgütlü mücadelemizin deneyimleri ışığında kurumsallaşan belli alanlardaki tartışma götürmez doğruları ile bu dönemdeki politik kararları ile öne çıktığı, kolektif politik tercihler ışığında alınmış olan bu kararların pratik hayattaki karşılığı ortada. Örgütlü mücadelenin hangi özellikleri ve nitelikleri geleneksel bir doğru haline getirdiği açık.
Bu doğruların Türkiye toplumunun bugün geldiği noktadaki yönelimleri ile gelişme eğilimlerinin ciddi karar aşamalarında olduğunu biliyoruz.
Türkiye toplumunun bir yol kavşağında olduğunu görebiliyoruz. Bu doğrunun nerelere devineceği, hangi politik tercihlere yöneleceği kararlarının içeriği ve güçlülüğü ile orantılı olacaktır.
İnsanların kimliksel karakterlerinin parçalanıp yeniden kendi öz sınıfsal dinamikleri üzerinde ayağa kalkabilecekleri politik kararlar ve pratik hareket tarzlarıyla orantılı bir mücadele işin kilit noktalarından.
Türkiye toplumunun güçlü politik dinamiklere sahip olduğu gerçeğini bu süreçte asla gözardı etmemeliyiz. Bu kritik süreçte oynadığımız rol oldukça önemli olacaktır.
Toplumun içinde yaşadığı sürecin temel dinamiklerinin hangi sınıfsal kategoriler üzerinde yükseleceği, dışımızdaki politik odakların ideolojik politik söylemlerine, sınıflar meselesine bakışına ve hareket tarzlarına da bağlı olsa da bazı zeminlerde buluşuyor olmak hiç kuşkusuz önemli. Bu bakış açısı temelde Marksizmin farklı algılanması ve yorumlanmasından kaynaklanmakta. Bu sınıflar mücadelesinin doğallığı içindeki mücadele pratiğiyle değişebilir.
Bugün herkesin hemfikir olacağı şeylerin başında politik pratik süreçlere müdahale eden devrimci bir hareketin yaratılması veya onun yığınların politik tercihi haline getireceği devrimci dönüştürücü hareketin yaratılacağı gerçeğidir.
Bundan dolayı toplumun tüm katmanlarında var olabilmeyi başarmak zorundayız. Bu geçişkenlik ilişkilerini sağlayamadığımız zaman kendi yağımızda kavrulmanın ötesine geçemeyiz. Toplumun sosyal, siyasal ve kültürel gerçekliğine uygun politik kavramalar oluşturmadığımız sürece bazı sorunları yaşamaya devam etmemiz kuvvetle muhtemeldir.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.