Faşist Hareketi Besleyen Politikalar
İngiltere’de bir süre önce yapılmış olan genel seçimlerde 14 yıldır ülkeyi kesintisiz yöneten muhafazakar partinin iktidarına son verilerek, işçi partisinin sağlam bir çoğunlukla meclise girmesinin yarattığı pozitif durumun yanında, aynı seçimlerde yüzde 14 oy alarak meclise 4 temsilci sokmuş olan aşırı sağ partiyi kimse konuşmadı.
Oysa faşizmin birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İngiltere'de de göçmen ve Müslüman karşıtlığı üzerinden oluşturdukları nefret dilinin popülist karşılığını oluşturan 4 milyon oyun yarattığı moralle, sokak hareketinin militan karakterini yaratacağı bazı pogrom davranışlarını deneyimlemek için başlattıkları küçük kalkışmalar, önümüzdeki zamanlardaki tehlikenin büyüklüğüne işaret etmekte. Bu durum, faşizmin kurumsallık kazanarak güçlenmesinin temel dinamiklerini pratik hayatta besleyerek çoğalmasının önünü açacaktır.
Yaşadığımız fiziksel dünyanın belirsizliklerle dolu girdabını oluşturan kapitalist sömürü biçimlerinin farklı şekillerde var ettigi krizlerİ karakterize eden güvencesizlik, dünya genelinde ırkçı hareketin, radikal faşist harekete dönüşmesinin temelini oluşturan bir dinamizm içermekte. Bu yüzyılın belirsizlik ve gelecek korkularını besleyen, kaygılarını büyüten, dünyanın her köşesinde yaşanmakta olan kaosun yarattığı tüm kriz ve savaş halleri kapitalizmin öz çocuğunun doğumuna sahne olmakta. Dünya sosyalist hareketi ideolojik mücadeledeki üstünlüğünü ve sokak pratiğini yeniden elde etmek için bu gerçek karşısındaki tavrını netleştirmeli. Yarın bunun için geç olabilir.
Bir süredir Birleşik Krallık’ta patlak veren göçmen karşıtı sokak hareketlerinin yoğunluk kazanarak devam etTiğine tanıklık ediyoruz. Bu durum faşist hareketin tarihsel genetik kodlarla davranmaya devam ettiğini gösteriyor. Aynı dille ve bunu besleyen pratik davranışlarla yeni deneyimler kazanmak için tarihsel rolünü sahnelemek için oldukça hevesli görünüyor.
İngiltere bayraklarına sarılıp faşist semboller kullanarak ortalığı yakıp yıkan, farklı etnik kimliklere sahip olan herkesin linç edilmesinin ideolojik önderliğini yapan güruhun çekirdek kadrosunu radikal faşist hareketin militanlarının oluşturuyor. Bu sokak gösterilerinin rahatlıkla sürükledikleri lümpenlik tarihsel suçunu işlemek için, sınıfsal durumundan azade olayın aktörü olmak için nefretle yakıp yıkmanın şuursuzluğu ile sokaklarda dolaşıyor.
Tarih bu tür utanç hikayeleriyle dolu. Türkiye’de 6-7 Eylül olaylarında Rum halkına yönelik uygulanan pogrom, bugün Birleşik Krallık’ta yaşayan tüm yabancılara uygulanmak istenmektedir.
Faşist hareketin, 21. yüzyılın bu çeyreğinde sokaklara inmesini kendiliğinden gelişmiş bir refleks olarak ele alamayız. Bu eğilimlerin büyümesinin politik perde arkasındaki temel neden, emperyalizmin dünya siyasetindeki politikalarının ve kapitalizmin neoliberal uygulamalarının yaratmış olduğu çürümenin toplumsallaşmasıdır.
İngiltere’deki bütün bu gelişmelerin küresel ölçekteki dünya siyasetinden bağımsız olarak ele alabileceğimiz konular olmadığını biliyoruz. Avrupa kıtasında yükselişini sürdüren faşist hareketlerin, ABD seçimlerini Trump liderliğinde kabuk değiştirip faşizmin daha kurumsal karakter kazanmasının planlandığı yeni bir dönemin içindeyiz.
Yıllardır uyutularak var edilmiş olan bu hareketlerin bugün uyandırılarak yaşamın normali haline dönüştürülmesi yönünde bir çaba var. Bunlar egemen sınıfların militarizme ve savaş politikalarına yaptıkları yatırımların sonrasında ortaya çıkmış olan işsizlik, açlık ve yoksulluğa karşı kemer sıkmaya yönelmelerinin sonucu olarak yedekledikleri hareketlerdir.
Radikal faşist hareketlerin kitle partileri üzerinden yaşama dahil olma hamlelerine karşı günümüzün temel acil görevlerinin başındaki ırkçılık karşıtı, güçlü, aktif bir anti faşist hareketin yaratılması bu yükselişin önünü kesecek temel dinamik olabilir.
Bu durum, toplumsal cephelerin netleşmesine katkı sağlayıp sınıflar mücadelesinin keskinliğine olumlu etkilerde bulunarak sürecin geliştirilmesine vesile olacaktır. Gerçeğin eylemiyle yürümekle sağlanabilir.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.