1- İtalya seçimlerini İtalya’nın Kardeşleri Partisi, Lig Partisi ve eski Başbakan Berlusconi’nin Haydi İtalya Partisi’nden oluşan sağ ittifak kazandı. Faşist Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri Partisi birinci parti oldu. Bu sonuçlar üzerine, meclisteki çoğunluğu da elde eden sağ ittifak partilerinden oluşan bir koalisyon hükümeti kurulacak.
2 - İtalya’nın Kardeşleri Partisi lideri Giorgia Meloni yıllardır her fırsatta Mussolini’ye yönelik sevgi ve saygısını dile getiriyor. İtalyan faşistleri, Mussolini’nin iktidarı aldığı Roma Yürüyüşü’nün 100. yılına denk geldiği için bu galibiyete sembolik bir önem atfediyor.
3 - Meloni, göçmen karşıtlığı ve sert tedbirlerle ülkede ‘güvenliği sağlama’ vaatlerini programının başına yazdı. “Aile değerlerinin” önemini her fırsatta vurgulayarak LGBTİQ+’ları hedefe koydu. Daha önceden AB karşıtı söylemleri de savunmuş olsa da, iktidara geldiği şu aşamada bunu da vaat etmiyor.
4 - Demokrat Parti, Yeşil ve Sol İttifak ve Daha Avrupa Partisi’nin kurduğu Sol Koalisyon’un, sağ yükselişe karşı yeterli olamadığı gözlemleniyor. 2022 seçimlerindeki katılım oranının İtalya tarihindeki en düşük seçime katılım oranı olduğu göz önüne alınırsa bu durum, ülkede sağ ittifakın olduğundan daha güçlü görünmesine neden olduğu söylenebilir.
5 - Çünkü yine katılım oranlarının düşüklüğü göz önüne alındığında, İtalya işçi ve emekçilerinin aşırı sağ politikalara bütünüyle onay vermediğini görüyoruz. Seçimlere en az katılan kitleler de işçilerin, emekçilerin ve yoksulların yoğun olarak yaşadığı Güney İtalya ve Sicilya’da yaşayanlar. Yani “her şey kaybedilmiş” değil.
6 - Dolayısıyla bu seçim sonuçlarına bakarak “tüm dünyada faşizm zaferler kazanıyor” çıkarımı yapmak da yanlış olacaktır. Şili, Kolombiya ve Peru’da solun seçim başarılarını, Brezilya’da aşırı sağcı Bolsonaro’nun giderek güçten düştüğünü de unutmamak gerekir. Ülkemizde Erdoğan iktidarının zayıflamasının da işçi sınıfı için yeni ve önemli imkanlar yarattığını hatırlamak gerekir.
7 - Dünya çapında tarihin akışının hızlandığı, değişmez denilen dengelerin değiştiği bir sürecin içinden geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, dünyanın her yerinde neoliberal politikalardan usanmış durumda ve her yerde kitlelerin bir çıkış aradığını görüyoruz. İtalya’daki sonuçlar da bu durumun bir göstergesidir.