Post

Ares’ten Zeytin’e Aynı Zihniyetin Devamı

Düşünün ki bir sabah soğuk betonun üzerinde uyanıyorsunuz. Hafifçe bir rüzgar, avlunun taşları daha yeni ısınmaya başlamış. Görevliler koridorda dolaşıyor, ziyaretçiler uzaktan fısıldaşıyor...

Yeni bir gün başlıyor sanıyorsunuz. 

Belki biraz oyun oynar, dallara tırmanır, yanınızdan geçen çocuklara bakarsınız…

Çok masum değil mi?

Ama bu hikaye, hayvanat bahçesinde geçen masum bir sabahla başlamıyor aslında. Kafeslerin içinde her günün böyle başladığını düşünsek bile gerçekte olan ise yalnızlık ve tutsaklık. Çünkü o “masum görünen” hayvanat bahçeleri, kapitalizmin canlıyı mülkiyet ilişkisine indirgeyen mantığını temsil eder. Eğer egzotiksen, seni sergiye koyarlar; görünürlük üzerinden değer biçerler. Eğer değilsen de işte o zaman toplama kampları yani barınaklar devreye girer. 

Mesela egzotik yavru goril Zeytin gibi…

Zeytin neden hala gönderilmedi? 

Neden hala bu ülkede? 

Nijerya’daki rehabilitasyon merkezine gönderilip doğaya salınması için çalışmalar yürütülüyordu, ancak bir anda vazgeçildi. 

Milli Parklar Genel Müdürlüğü açıklama yaptı, dedi ki;

“Zeytin, Nijerya üzerinden gelmiş olabilir ama menşeisi oraya ait değil, bu yüzden göndermiyoruz. Artık hep bizimle kalacak.”

E göndermeyip ne yapacağız? 

Polenezköy’deki hayvanat bahçesine ya da Antep’deki hayvanat bahçesine göndereceğiz. 

Oysa goriller insan sinir sistemine en yakın hayvanlardır. 

İletişim ister, arkadaşlık ister, duygusal bir bağ ister. 

Ama biz rant için, kazanç için, Zeytin’i ölene kadar yalnızlığına hapsedeceğiz ki üç kuruş daha fazla kar edilsin. 

Ve Zeytin bu kaderi yaşarken, aynı zihniyet daha önce başka bir yerde başka bir canlının hayatına müdahale ediyordu… 

Bu kez sahne bir hayvanat bahçesi değil, Ege sahiliydi. Bu kez tutsak edilmek istenen bir goril değil; Ares ve kaz sürüsüydü. 

Dikili’de biraz serinlemek için denize girmek isteyen Ares, şikâyetler sonucunda barınağa kapatıldı ve orada parvo virüsü kaptığı için maalesef yaşamını yitirdi. Kaz arkadaşları ise o sıcakta kafese kapatıldığı için 8’i fenalık geçirip öldü; geri kalanlarına ise “şartlı tahliye” verdiler. Sadece kafesin yakınında gezebileceklerdi.

“Sadece serinlemek istemiş olan Ares'ten ve kaz arkadaşlarından ne istemiş olabilirler ki?” diyebiliriz. Ama cevap belli; Ares’ten kazanç sağlayamadılar çünkü egzotik değildi. Çünkü onların gözünde her canlı sadece mülkiyet ve kazanç ilişkisinin bir parçasıydı. Hayati değerinden bağımsız, sadece kar ve verim üzerinden ölçer değerini. 

O yüzden Ares …

Üzgünüm oyun dışı bırakıldın. 

Öyle bir 20 yıllık iktidar ki… 

Kazanç sağlayamadığı her şeye düşman. 

İşçiye düşman, kadına düşman, doğaya düşman, hayvana düşman… 

477.952. 

Sadece bir sayı değil; 2025’in ilk 6 ayı içerisinde medyaya yansıyan yaşam hakkı ihlal edilmiş hayvanların sayısı. 

 

AYM hayvan hakları yasasının kararını onadığından beri sadece hayvanları değil, birlikte yaşam kültürünü de hedef almıştır. Algı operasyonları, yalan haberler ve nefret diliyle yıllardır hayatı paylaştığımız köpekler toplumun düşmanı haline getirilmiştir. Bilimsel ve toplumsal temellerden tamamen uzak bir yasadır. 

Niğde’de, Erzincan’da, Altındağ’da, Mamak’ta, Osmangazi’de, Şırnak’ta… 

Hangi partinin yerel yönetimi olursa olsun bu kanlı düzene teslim olmuştur. 

Yıllardır görevlerini yerine getirmeyen belediyeler; kısırlaştırma, aşılama ve rehabilitasyon çalışmaları için ayrılması gereken bütçeyi nerelere harcadığı belli olmayan yerel yönetimler ve denetimsiz kamu kurumları yüzünden, sokakta yaşayan hayvanları ötanazi adı altında öldürülmesinin ve ölüm kamplarına dönüşmüş barınaklara kapatılmasının önü açılmıştır.

İzmir Balçova Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü’nün çıkıp öldürdüğü köpek için “Ötanazi hakkımı kullandım.” demesi gibi…

Ankara Valiliği’nin sokaktaki hayvanların beslenmesini yasakladığına dair açıklama yapması gibi.

Hepsi aynı zihniyetin ürünü:

Canı mülkiyete indirgeyen, yaşamı karlılık hesabına sıkıştıran, doğayı da hayvanı da insanı da çarkın dişi haline getiren. 

Bu düzen, hayvanları, doğayı, kadınları, emekçileri aynı terazide tartıyor: 

Kar getiriyorsa yaşama hakkı var, getirmiyorsa yok. 

Tam da bu yüzden mücadelemiz bütün türler için, sömürünün ve baskının hedef aldığı herkes için ortak bir mücadeledir. 

Biz biliyoruz ki yaşam hakkı bir pazarlık konusu yapılamaz.

Biz biliyoruz ki sokakta birlikte yaşadığımız köpekler “tehdit” değil, toplumun bir parçasıdır. 

Biz biliyoruz ki Zeytin’in, Bulut’un, bu ülkenin bütün hayvanlarının kaderi; bu iktidarın siyaset anlayışının bir yansımasıdır. 

Hayvanları öldürerek, barınakları ölüm kamplarına çevirerek, beslemeyi yasaklayarak, rehabilitasyon görevini yıllardır yerine getirmeyerek bir toplum inşa edilemez. Bu düzenin adı güvenlik değil; açıkça şiddettir, sömürüdür ve yaşam hakkı ihlalidir. 

Biz ise başka bir şey söylüyoruz;

Biz bu çarkın dişlisi olmayacağız.

Canları metaya indiren, karı yaşamın önüne koyan bu düzene teslim olmayacağız. 

Her sokakta yaşayan köpek için, her kedinin yaşam hakkı için, Zeytin için, ormanın, denizin, toprağın bütün canlıları için; aynı zamanda kadınların, emekçilerin, öğrencilerin hakkı için bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Çünkü biz biliyoruz;

Yaşam birlikte savunulur. Mücadele birlikte kazanılır.

 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Ares’ten Zeytin’e Aynı Zihniyetin Devamı

Post

Kadın İşçilerin Gerçeği

Post

Bir Seçim, Bir Karar, Bir Geri Çekilme: Tesadüf Değil

Post

O Büyük Canavarın Gölgesinde –Mersin Akkuyu İşçileri

Post

Ahlakın Zehirli Sopası

Post

İşçi Sınıfının Güncel Durumu

Post

Greta’yı Yargılayan Sol, Kendini Ne Zaman Yargılayacak?

Post

Ellerimizde Bir Dünya

Post

Ormanlarda Talana Çayda Sömürüye Son

Post

Nerden Tutsak Elimizde Kalıyor

Post

Neoliberal Dünyada Eğitim

Post

Muslukları Tekrardan Nasıl Akıtırız?

Post

Taksim Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Bütünlüklü Siyaseti

Post

Şimşek Programı Çöpe, Patronların “Eller Cebe”

Post

Her Sosyalist Bir Öğretmendir

Post

Bir Işık Yakıyoruz 

Post

Hayata Boyuna Beyaz Atlı Prens Muamelesi Yapmak

Post

AKP’nin Kadınlara Reva Gördüğü Hayat

Post

Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik

Post

Bize Yalan Söylediler

Post

İki Ekmek Borçluyuz

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik Bölüm 2: Belirsiz Yolda Çaresizlik

Post

Müsadenizle Denemek İstiyoruz

Post

Ruhsuz Mükemmeliyet

Post

Kanunsuzluk Üreten Kanun Katillerinin Katillik Yaratan Kanunsuzlukları

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik Bölüm 3: Kayıp Dileğin Sonu

Post

Umut Biziz, Genç Feministleriz

Post

Emeğin Yol Haritası

Post

Bir Kez Daha: Birkaç Elma Değil Sepet Çürük!

Post

Koşulsuz Yurt, Koşulsuz Burs

Post

Moto Kurye Olmak

Post

Ya Garipler Yakarsa?

Post

2024 Genç Feministlerin Yılıdır

Post

İnsanca Yaşam Neye Tekabül Ediyor?

Post

Kürt Meselesinde Çözümün Konuşulmasının Olumlu Etkisi Olacaktır

Post

Gerileyen Yüzyıl

Post

LGBTİQ+ Toplumunun Sosyalist Perspektifte Kurtuluşu

Post

Kurtuluşa Kadar Savaş Nidaları Tekrardan

Post

Gençliğin Öncü Görevi

Post

Perde Açıldı, Sahnedeyiz

Post

Devrimci Gençlik Öfkesi Yeniden Diriliyor…

Post

Öznesi Olmaktan Gurur Duyuyoruz

Post

Gözün Gördüğü Kadar

Post

Korku Duvarları Yıkılıyor Gençlik Susmuyor

Post

Küçük Şehirde Yalnızlık Üzerine

Post

Nefreti Değil, Hayatı Seçelim: Erken Seçim İçin Bir Çağrı

Post

Şiddet Kol Gezerken

Post

İstanbul’un Işıklı Caddelerinde Ölüm

Post

Sosyalizme Mecburiyet

Post

Bir Seçenek Daha Var

Post

Var Mısın Örgütlenmeye

Post

Yasakları Yasakla

Post

Kuram Tartışması Önceliklidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk’ten Erdoğan’a: Ağlasan da sızlasan da bu halk seni gönderecek

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: İşçi sınıfının bir günlük çalışma süresi 6 saat olmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: Büyük halk toplantılarıyla, halkın sözünü direkt parlamentoya taşıyabiliriz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: 1 Mayıs'ta meydanlarda işçi sınıfının gür sesini yükseltmeliyiz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Hem 1 Mayıs’tan hem de seçimlerden başarıyla çıkmalıyız

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: İşçilerin Ürettiği Değer Sermayeden Bağımsız Olmalı

Post

Neo-Feodal Toplumda Hayatta Kalma Rehberi - I

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Adayı Öztürk’ten Diyarbakırda'ki ev baskınlarına tepki: Halk politikalarınızı beğenmezse sizi gönderir, buna alışın

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Karanlık rejimi göndermek, Türkiye halklarına muazzam bir özgüven verir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: O parlamento güçlü olacaksa önce Kürt milletvekilleri konuştuğunda “Kardeş Kürt halkının diliyle konuşuldu” diye kayda geçmelidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk öldürülen kadınların aileleriyle buluştu: Kadınların çığlığı o mecliste duyulmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk, altı maddede hedeflerini anlattı: Bu iktidardan bir beklentimiz yok

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, Şırnak’ta yapılan iki Yeşil Sol Parti seçim bürosu açılışına katıldı.

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, bugün Siirt’teydi.

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Diyarbakır’daydı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk’ten Soylu’ya: HDP’yi Kapatmak İçin Hiç Heyecanlanma

Post

EHP Deprem Politikaları Raporu: Yıkılmayan Kentleri İnşa Edeceğiz

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı: Tarihsel sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz, cumhurbaşkanı adayı çıkarmıyoruz

Post

Şahsım Devlet Olursa - V

Post

Şahsım Devlet Olursa - IV

Post

Şahsım Devlet Olursa - III

Post

Şahsım Devlet Olursa - II

Post

Şahsım Devlet Olursa - I

Post

Trendyol Çalışanları Direniyor

Post

On binler Kartal'da buluştu: Emek ve Özgürlük İttifakı seçim startını verdi

Post

EHP'den Erdoğan'a: Seni Göndereceğiz!

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı “Birlikte Değiştirelim” demek için İstanbul’da buluşuyor!

Post

EHP'den Adaylık Değerlendirmesi: Aday Çıkması Doğal

Post

“Helalleşme” Kavramının Düşündürttükleri

Post

EHP Gençliği Konferans'ta Buluştu: Gelecek Sosyalizm Olacak!

Post

EHP Gençliği 6 Kasım'da Gençlik Konferansı'na çağırıyor

Post

İnşaat-Sen Sendikaların Yüz Akı, Yaşasın İşçilerin Kayı İnşaat Zaferi

Post

Rejim Özgürlüklerimizi Söküp Alacak Güçte mi?

Post

Seçim Ekonomisi Pansumansa İşçi Emekçi Hükümeti Tek Çözüm Olabilir

Post

İşçi Emekçi Mitingiyle İşçi Hareketinde Bir Adım Daha

Post

Yeni Gezi Direnişleri için Mücadele Arkadaşlarımızı Savunacağız

Post

Sansür Yasasını Yenebiliriz

Post

Madenlerde Tek Çare Kamulaştırma

Post

Savaşsız Bir Dünya İçin Emekçilerin İktidarı Gerek

Post

Başörtüsü, Özgürlükler ve Devrimci Siyaset

Post

İtalya’da Seçimler Neyi İşaret Ediyor?

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını binlerin katıldığı halk buluşmasında açıkladı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı program çerçevesi açıklandı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yola çıkıyor!

Post

Seçime Bir Adım Kala Sosyal Konut Projesi

Post

Ekonomik Kriz Yayılırken Savaşlar da Yayılacaktır

Post

Ege’nin İki Yakasının Tek Çözümü: Göndereceğiz

Post

Mesele Bakanlık Değil Kürt Halkının Temsil Hakkı

Post

Düzenin Ekonomiye Çözümü Yok

Post

Yolsuzluk Saray Düzeninin Çimentosudur

Post

Gotham’ın Delileri Ne Kadar Kahraman?

Post

‘Zeytinlilerin’ Kazanacağı Günler Yakın

Post

İş, Aş, Barış

Post

Salgın Durumu Üzerine

Post

COVID-19 Günlerinde Anti-Kapitalist Siyaset

Post

Cevap C Şıkkı

Post

Al Gözüm Seyreyle

Post

Ödememek ve Ödeyememek

Post

Batı’nın Göçmen İkiyüzlülüğü

Post

Umudumuz Örgütlü Mücadelemizde

Post

Almanya Seçimlerine Yeşil ve Soldan Bir Bakış