Post

İşçi Sınıfının Güncel Durumu

Çalışma hayatında sıkça  kullandığımız “esnek çalışma”, “düşük ücret”, “taşeron” gibi kavramlarla bir sabah uyandığımızda tanışmadık. Bugün işçilerin-emekçilerin en yakıcı sorunları olarak konuştuğumuz bu duruma yıllar içinde yavaş yavaş alışmak zorunda kaldık. Geçici olan her çözüm kalıcı hale geldi, yaşanan her krizin faturası emekçiye kesildi. Öyle ki bitmeyen mesailer, belirsiz süreli sözleşmeler, sigortasız çalışma, güvencesiz çalışma işçi sınıfının ‘normali’ haline geldi. İktidarların yaptığı her reform, yaşanılan her kriz ücretli çalışanların belini bükerken, sermayenin  daha da zenginleşmesine sebep oldu. 

Emekçinin yoksullaşması pahasına büyüyen sermaye birikimi oldu.

Bütün bu gelişmelere biraz yakından bakalım. Ülkeyi kasıp kavuran 2001 krizinden başlayalım: 

Türkiye’de 2001 yılında gerçekleşen krizi yalnızca finansal açıdan çöküş olarak değil, emek piyasasının kökten değişimi ve yeniden yapılandırılması olarak değerlendirmek gerekir. 

IMF desteğiyle hayata geçirilen ekonomi programı; enflasyonu düşürerek kamu bütçesini dengelemeyi hedefliyordu. Hedefler kağıt üzerinde bile gerçekleştirilemedi, krizin faturasını yine emekçiler ödedi. Resmi işsizlik oranı %10’u geçerken genç işsizlik oranı %20 lere ulaştı. 

İşletmeler bir bir kapanırken, işgücü maliyetlerinin yüksek oluşu gerekçe gösterilerek işten çıkarmalar başladı. Tüm bu kargaşanın içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı tarafından bir kampanya başlatıldı. ‘Herkes İşine’ ilk duyulduğunda olumlu bir çağrışım yapan bu kampanyanın amacı, işten çıkarılmaların azaltılmasını sağlamak, işçilerin  işini kaybetmesini önlemek ve istihdamı korumaktı.  Gerçekte ise emekçiyi değil sermayeyi koruduğu kısa sürede anlaşıldı. 

Kriz vardı ve ilk fedakarlıkta bulunacak olan işçilerdi. 

2003 yılında çıkarılan 4857 sayılı iş kanunu esnek çalışma, belirli süreli sözleşme, kısmi istihdam gibi düzenlemelerle emekçilerin hak kayıplarını yasalaştırdı.

Kanunun 13. Maddesinde, ‘’İşveren ihtiyaç duyduğu işgücü kadar kısmi süreli işçi çalıştırabilir’’ diyerek yarı zamanlı çalışmayı işverenin isteğine göre düzenlemiştir. 

63. Maddesinde, haftalık 45 saatlik çalışma süresi, ‘’yoğun dönemlerde fazla, durgun dönemlerde az çalışmak mümkündür’’ diyerek esnetilmiş. 11 saatlere varan günlük çalışma süresini fiili hale getirmiştir. 

66. Maddesinde, ‘’bazı zamanlar (işe hazırlık, dinlenme) çalışma süresinden sayılmayabilir’’ bu madde ile de işyerinde geçirilen fazla zamanlar ile yasal çalışma süresi arasında fark yaratmıştır. 

Kampanyanın açıklanmasından sonra, sendikalardan sert tepkiler geldi. Disk ve diğer sendikalar yaptıkları açıklamalarda, sosyal devletin zayıfladığını belirtti.   

ILO ve TÜİK verileri kayıt dış istihdamın 2002-2003 yıllarında %52 olarak açıkladı.

En çok küçük sanayi işletmeleri, tekstil ve hizmet sektöründe çalışan işçiler zor durumda kalmıştı. Yasal düzenlemelerle işçilerin hak kayıpları, sigortasızlık güvencesizlik ilmek ilmek örülmüştü. 

Gelelim günümüze geçmişte yapılan tüm değişiklikler bugünümüzü de şekillendirmeye devam ediyor. Şimdilerde popüler olan esnek çalışma, freelance gibi kavramlar işçilere sıfır güvence, sermayeye maksimum kâr getiriyor. Rekabet ve verimlilik söylemleriyle de meşrulaştırılıyor. 

İçinde bulunduğumuz ay itibariyle ülkenin en büyük örgütlü iş kolu olan metal iş kolunda MESS görüşmeleri başladı. 

MESS sözleşmesi, özel sektördeki en büyük, en çok işçiyi kapsayan dolayısıyla da başka sektörleri de etkileyen bir toplu sözleşmedir. Devasa şirketler ve onların işverenleri, farklı yıllarda aynı söylemleri dile getirmeye devam ediyor. Krizi bahane ederek işçilerin emeğini gasp etmek. Kriz dönemlerinin vazgeçilmezi, sermayenin devletten teşvik alması, işçilerin ücretlerinin ödenmeyip işten çıkarılmaların artması. Görüşmeler devam ederken, metal işçilerinin örgütlü gücünün kazanım elde edeceğine olan beklenti yüksek. Boşuna ‘’metal fırtına’’ denilmiyor onlara. Böyle anılmalarının kuşkusuz birçok sebebi var. Fakat en önemlisi birlik olup, komiteler kurarak doğru sendika ile örgütlenmek. 

Hak aramanın kriminalize edilmesi, dünya ölçeğinde üretim yapan firmaların işçilerine aylarca ödeme yapmaması  anayasal hak olan grevlerin valilik kararıyla yasaklanması, sendikal örgütlenmenin işten atılmanın en büyük gerekçesi  haline gelmesi, İşçi sınıfı adına pek de parlak bir tablo çizmiyor. Ekonomik ,sosyal , siyasal hayatın her alanında dört bir yandan kuşatılmış işçilerin en büyük gücü yine kendileridir. Yaşanılan deneyimlerin de açıkça gösterdiği gibi bir adım geri çekiliş en az on yıl geriye götürmüş kazanımların kaybedilmesine neden olmuştur. Tam tersi durumda ise, her fabrikada, atölyede, mağazada, markette, ofiste bahçede, tersanede ileriye doğru atılan en küçük bir adım kocaman kıvılcımların çıkmasına ön açmıştır. Demek işçiler ön açıcı, birleşen, komiteler kurup örgütlenen bir yapıyı kurduklarında emek cephesindeki bütün muharebeler kazanılmış olacaktır. 

Kaynakça

TÜİK. (2000–2024). İşgücü istatistikleri. Ankara: Türkiye İstatistik Kurumu.

TÜRK İŞ. (2001). Yıllık Rapor 2001

DİSK-AR (2003). 2001 Krizi ve Emek Piyasaları Üzerine Analiz, İstanbul

Türkiye Cumhuriyeti, İş Kanunu-Kanun No. 4857, Resmi Gazete, 10 Haziran 2003, Sayı 25134

ILO (2001). Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm

 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Ahlakın Zehirli Sopası

Post

İşçi Sınıfının Güncel Durumu

Post

Greta’yı Yargılayan Sol, Kendini Ne Zaman Yargılayacak?

Post

Ellerimizde Bir Dünya

Post

Ormanlarda Talana Çayda Sömürüye Son

Post

Nerden Tutsak Elimizde Kalıyor

Post

Neoliberal Dünyada Eğitim

Post

Muslukları Tekrardan Nasıl Akıtırız?

Post

Bir Seçenek Daha Var

Post

Var Mısın Örgütlenmeye

Post

Sosyalizme Mecburiyet

Post

Taksim Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Bütünlüklü Siyaseti

Post

Şimşek Programı Çöpe, Patronların “Eller Cebe”

Post

Her Sosyalist Bir Öğretmendir

Post

Bir Işık Yakıyoruz 

Post

Hayata Boyuna Beyaz Atlı Prens Muamelesi Yapmak

Post

AKP’nin Kadınlara Reva Gördüğü Hayat

Post

Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik

Post

Bize Yalan Söylediler

Post

İki Ekmek Borçluyuz

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik Bölüm 2: Belirsiz Yolda Çaresizlik

Post

Müsadenizle Denemek İstiyoruz

Post

Ruhsuz Mükemmeliyet

Post

Kanunsuzluk Üreten Kanun Katillerinin Katillik Yaratan Kanunsuzlukları

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik Bölüm 3: Kayıp Dileğin Sonu

Post

Umut Biziz, Genç Feministleriz

Post

Emeğin Yol Haritası

Post

Bir Kez Daha: Birkaç Elma Değil Sepet Çürük!

Post

Koşulsuz Yurt, Koşulsuz Burs

Post

Moto Kurye Olmak

Post

Ya Garipler Yakarsa?

Post

2024 Genç Feministlerin Yılıdır

Post

İnsanca Yaşam Neye Tekabül Ediyor?

Post

Kürt Meselesinde Çözümün Konuşulmasının Olumlu Etkisi Olacaktır

Post

Gerileyen Yüzyıl

Post

LGBTİQ+ Toplumunun Sosyalist Perspektifte Kurtuluşu

Post

Kurtuluşa Kadar Savaş Nidaları Tekrardan

Post

Gençliğin Öncü Görevi

Post

Perde Açıldı, Sahnedeyiz

Post

Devrimci Gençlik Öfkesi Yeniden Diriliyor…

Post

Öznesi Olmaktan Gurur Duyuyoruz

Post

Gözün Gördüğü Kadar

Post

Korku Duvarları Yıkılıyor Gençlik Susmuyor

Post

Küçük Şehirde Yalnızlık Üzerine

Post

Nefreti Değil, Hayatı Seçelim: Erken Seçim İçin Bir Çağrı

Post

Şiddet Kol Gezerken

Post

İstanbul’un Işıklı Caddelerinde Ölüm

Post

Yasakları Yasakla

Post

Kuram Tartışması Önceliklidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk’ten Erdoğan’a: Ağlasan da sızlasan da bu halk seni gönderecek

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: İşçi sınıfının bir günlük çalışma süresi 6 saat olmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: Büyük halk toplantılarıyla, halkın sözünü direkt parlamentoya taşıyabiliriz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: 1 Mayıs'ta meydanlarda işçi sınıfının gür sesini yükseltmeliyiz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Hem 1 Mayıs’tan hem de seçimlerden başarıyla çıkmalıyız

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: İşçilerin Ürettiği Değer Sermayeden Bağımsız Olmalı

Post

Neo-Feodal Toplumda Hayatta Kalma Rehberi - I

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Adayı Öztürk’ten Diyarbakırda'ki ev baskınlarına tepki: Halk politikalarınızı beğenmezse sizi gönderir, buna alışın

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Karanlık rejimi göndermek, Türkiye halklarına muazzam bir özgüven verir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: O parlamento güçlü olacaksa önce Kürt milletvekilleri konuştuğunda “Kardeş Kürt halkının diliyle konuşuldu” diye kayda geçmelidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk öldürülen kadınların aileleriyle buluştu: Kadınların çığlığı o mecliste duyulmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk, altı maddede hedeflerini anlattı: Bu iktidardan bir beklentimiz yok

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, Şırnak’ta yapılan iki Yeşil Sol Parti seçim bürosu açılışına katıldı.

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, bugün Siirt’teydi.

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Diyarbakır’daydı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk’ten Soylu’ya: HDP’yi Kapatmak İçin Hiç Heyecanlanma

Post

EHP Deprem Politikaları Raporu: Yıkılmayan Kentleri İnşa Edeceğiz

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı: Tarihsel sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz, cumhurbaşkanı adayı çıkarmıyoruz

Post

Şahsım Devlet Olursa - V

Post

Şahsım Devlet Olursa - IV

Post

Şahsım Devlet Olursa - III

Post

Şahsım Devlet Olursa - II

Post

Şahsım Devlet Olursa - I

Post

Trendyol Çalışanları Direniyor

Post

On binler Kartal'da buluştu: Emek ve Özgürlük İttifakı seçim startını verdi

Post

EHP'den Erdoğan'a: Seni Göndereceğiz!

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı “Birlikte Değiştirelim” demek için İstanbul’da buluşuyor!

Post

EHP'den Adaylık Değerlendirmesi: Aday Çıkması Doğal

Post

“Helalleşme” Kavramının Düşündürttükleri

Post

EHP Gençliği Konferans'ta Buluştu: Gelecek Sosyalizm Olacak!

Post

EHP Gençliği 6 Kasım'da Gençlik Konferansı'na çağırıyor

Post

İnşaat-Sen Sendikaların Yüz Akı, Yaşasın İşçilerin Kayı İnşaat Zaferi

Post

Rejim Özgürlüklerimizi Söküp Alacak Güçte mi?

Post

Seçim Ekonomisi Pansumansa İşçi Emekçi Hükümeti Tek Çözüm Olabilir

Post

İşçi Emekçi Mitingiyle İşçi Hareketinde Bir Adım Daha

Post

Yeni Gezi Direnişleri için Mücadele Arkadaşlarımızı Savunacağız

Post

Sansür Yasasını Yenebiliriz

Post

Madenlerde Tek Çare Kamulaştırma

Post

Savaşsız Bir Dünya İçin Emekçilerin İktidarı Gerek

Post

Başörtüsü, Özgürlükler ve Devrimci Siyaset

Post

İtalya’da Seçimler Neyi İşaret Ediyor?

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını binlerin katıldığı halk buluşmasında açıkladı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı program çerçevesi açıklandı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yola çıkıyor!

Post

Seçime Bir Adım Kala Sosyal Konut Projesi

Post

Ekonomik Kriz Yayılırken Savaşlar da Yayılacaktır

Post

Ege’nin İki Yakasının Tek Çözümü: Göndereceğiz

Post

Mesele Bakanlık Değil Kürt Halkının Temsil Hakkı

Post

Düzenin Ekonomiye Çözümü Yok

Post

Yolsuzluk Saray Düzeninin Çimentosudur

Post

Gotham’ın Delileri Ne Kadar Kahraman?

Post

‘Zeytinlilerin’ Kazanacağı Günler Yakın

Post

İş, Aş, Barış

Post

Salgın Durumu Üzerine

Post

COVID-19 Günlerinde Anti-Kapitalist Siyaset

Post

Cevap C Şıkkı

Post

Al Gözüm Seyreyle

Post

Ödememek ve Ödeyememek

Post

Batı’nın Göçmen İkiyüzlülüğü

Post

Umudumuz Örgütlü Mücadelemizde

Post

Almanya Seçimlerine Yeşil ve Soldan Bir Bakış