Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk öldürülen kadınların aileleriyle buluştu: Kadınların çığlığı o mecliste duyulmalı
Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, bayramın üçüncü gününde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcileri ve öldürülen kadınların aileleri ile buluştu. “Kadın örgütlerinin sözü parlamentoda yer alsaydı İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılamaz, 6284 tartışılamazdı” sözlerini kullanan Öztürk “Mecliste kadınlarla ilgili bir yasa görüşülecekse bütün kadın örgütleri güncel olarak görüşmelerde yer almalı. Kadınların sözü mecliste ancak böyle yükselir, meclis ancak tüm toplumsal muhalefetin parlamentoda olmasıyla güçlü olur.” dedi.
Buluşmaya, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri temsilcileri Fidan Ataselim, Dilber Sünnetçioğlu ve Şirin Yalıncakoğlu, Eda Küçükbaltacılar’ın annesi Nurhayat Küçükbaltacılar, Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım, Zahide Oğuz’un kardeşi Arif Oğuz, Kadriye Ecim’in kardeşi Rahime Karalar, Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken ve Mehtap Bülbül’ün kardeşi Meryem Bülbül katıldı.
“KADIN ÖRGÜTLERİNİN SÖZÜ PARLAMENTODA YER ALSAYDI İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKILAMAZDI”
Buluşmada ilk konuşmayı yapan Yeşil Sol Parti Adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, kadın mücadelesinin meclise yansıması gerektiğini ifade ederek “Bunu kadın örgütlerinin bütün tartışmalarının güncel olarak parlamentoya yansıması şeklinde düşünüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden kolaylıkla bir gecede geri çekilinmiş olundu. Bu, kadın örgütlerinin temsilcilerinin, güncel tartışmalarının ve somut isteklerinin parlamentoda yer alamamasından olabildi. Eğer kadınların sözü parlamentoda güçlü bir şekilde yer alsaydı, arkasında kadın örgütlerinin kendisi olsaydı İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılamazdı. 6284’ün iptal edilmesi görüşülemezdi” sözlerini kullandı.
“PARLAMENTO ANCAK TÜM TOPLUMSAL MUHALEFET KESİMLERİNİN PARLAMENTODA OLMASIYLA GÜÇLÜ HALE GELİR”
Güçlü bir meclisin ancak örgütlü toplumun ona etki etmesiyle mümkün olduğunu belirten Öztürk “Gelecekte biz, bütün toplumsal muhalefet kesimlerinin etkisinin parlamentoda olmasıyla parlamentonun güçlü bir hale geleceğini düşünüyoruz. Yoksa güçlü parlamento lafının boş olduğunu düşünüyoruz. Bizim parlamentodaki insanların alışkanlığı, halkla ilişki kurmuş olmayı sadece esnaf ziyareti olarak görüyorlar. Bir de kadın örgütlerini, işçi grevlerini ziyaret edin. YÖK’ü protesto eden gençlerin yanına gidin. Cumartesi Anneleri’nin, emekçi halkın yanına gidin. Haksızlığa uğramış, kayyım atanmış Kürt halkının yanına gidin. Bütün bunlar olmadan güçlü bir parlamento olamaz” dedi.
“EŞİTLİKÇİ ADAYLARIN MECLİSTE YER ALMASI ÇOK ÖNEMLİ”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, önümüzdeki dönemde eşit temsilden uzak bir meclisle karşı karşıya bulunulduğunu söyledi. Ataselim “Karşımızda kadın düşmanı bir ittifak var. Yürüttüğümüz mücadelenin mecliste kendini fikirsel olarak temsil etmesini ve eşitlikçi adayların mecliste çokça yer almasını çok önemli görüyoruz.” dedi.
“GÜCÜMÜZÜ PARLAMENTOYA YANSITARAK İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ VE 6284’ÜN UYGULANMASINI SAĞLAYACAĞIZ”
“İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284’ün tartışma ve pazarlık konusu olması kadınların eşit, özgür yaşamak için verdikleri mücadele önünde çok büyük bir engel.” diyen Ataselim, “Dolayısıyla kadın cinayetlerini durdurmak için İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284’ün etkin uygulanması için elimizden geleni yapacağız. Parlamentoda da eşitlikçi milletvekilleriyle bu ilişkiyi kurarak, gücümüzü oraya yansıtarak yasanın uygulanmasını sağlamak üzere hareket edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“KADINLARA YARDIM DEĞİL, İŞ SAĞLANMALI”
Kadınlara yönelik iktidarın açıkladığı ‘aile destek paketleri’ne yönelik konuşan Ataselim “Biz bu konuda daha köklü değişiklikler yapılabileceğini düşünüyoruz. Kadınların ev içerisinden dışarı çıkmasının kendi özgürleşmeleri için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Kadın istihdamı önünde çocuk bakımı, hasta bakımı gibi kadınların üzerinde büyük bir yumurta küfesi var. Kamu bu küfeyi kaldırabilir. Yardım değil, kadınlara iş sağlanmalı diye düşünüyoruz.” dedi.
“KADIN VE EŞİTLİK BAKANLIĞI KURULMALI”
Ataselim, kadınların sorunlarıyla bizzat ilgilenecek bir bakanlığın kurulması gerektiğini söyleyerek “2011 yılında kadınlarla ilgili çalışmalar yapan Kadın ve Aile Bakanlığı vardı. Sonra ismi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı oldu, sonra Çalışma Bakanlığıyla birleştirildi. Kadının ismi komple bakanlıklardan kalkmış durumda. Bu düzeyde kadın cinayetlerinin işlendiği ve kadın haklarının örselendiği bir Türkiye’de bu konularla bizzat ilgilenen bir ‘Kadın ve Eşitlik Bakanlığı’ kurulmalı.” sözlerini kaydetti.
“PLATFORMUN MÜCADELESİYLE DOSYAMIZ TEKRAR AÇILDI”
28 Şubat 2018’de öldürülen Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım, dava sürecindeki mücadelesini anlattı. Kızı Aysun Yıldırım’ın ölümüne intihar süsü verilmeye çalışıldığını söyleyen Yıldırım “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verdiği büyük mücadele ile dosyamız tekrar açıldı. Dilekçeler yeniden yazıldı ve otopsi raporunda şüphelendiğimiz şahsın DNA’sı çıktı. Ancak bu süreçte karşı tarafın sözleriyle dosyamız yeniden kapatıldı. Şu anda AYM’ye başvurduk. Yavrumun acısıyla yanarken adalet mücadelesi verdik. Bu süreç bizi çok yıprattı.” şeklinde konuştu.
“KADINLAR BU ÜLKENİN GÜCÜDÜR”
Yıldırım “Şu anki hükümet kadınların hiçbir zaman yanında olmadı. İstanbul Sözleşmesi feshedildi. 6284’e gözlerini diktiler. Suçlu hep kadın, haksız hep kadın. Kadınlar kendi mücadelelerini verirken hep haksız konuma düşürüldü. Biz sizlerden adalet bekledik, kadın haklarını tanımanızı istedik, eşitlik bekledik. Ama onlar hep kadını eve kapatmak istedi. Oysa kadınlar bu ülkenin gücüdür, bütünleyenidir.” dedi.
“SİZ 6284’E GÖZ DİKERSENİZ BİZ DE SİZİN İKTİDARINIZA GÖZ DİKERİZ”
13 Ekim 2017 tarihinde öldürülen Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken, 6284’ü tartışma konusu haline getiren Cumhur İttifakı’na seslenerek “Siz 6284’e göz dikerseniz biz de sizin iktidarınıza göz dikeriz. Ezilenin, işçinin ve özellikle kadınların gücüyle sizin iktidarınızı alırız. Hiç kimse şüphe duymasın 6284’ü de İstanbul Sözleşmesi’ni de geri alacağız. ” dedi.
Palandöken, Öztürk’e dönerek “Bizim çok önemli bir sözümüz var. Asla yalnız yürümeyeceksin. Bizler de sizinle yürüyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“ÖRGÜTLÜ MÜCADELE SONUÇ VERİYOR”
Buluşmada söz alan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi Temsilcisi Dilber Sünnetçioğlu, hak mücadelelerinde sonuç alınabilmesi için örgütlenmenin gerekliliğini vurguladı. Sünnetçioğlu, “Seneler önce ben de çevremdeki şiddet gören, baskı gören kadınlarla birlikte mücadele etmeye çalışıyordum. Ama bu mücadele sonuç zor veriyor. Yakın bir arkadaşım ‘bu böyle olmaz, bir örgütle mücadele edince daha iyi sonuç alırız’ dedik. Şimdi bakıyorum ki bir örgütün içine girdiğiniz zaman yaşadığınız çevreden çok uzaktaki bir kadına da ulaşabiliyorsunuz. Birlikte mücadele edip çok olduğumuz zaman bize saldırmaya da çekiniyorlar.” ifadelerini kullandı.
“KADIN DÜŞMANLARINA OY YOK”
Buluşmaya katılan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Temsilcisi Şirin Yalıncakoğlu seçime yönelik tutumlarını “Kadın düşmanlarına oy yok. Kadın haklarını, eşit temsiliyete hassasiyet göstermeyen, mevcut hakları da kadınların ellerinden almak isteyen hiçbir fraksiyona, partiye, düşünceye oy yok. Biz kadınları yok sayanları hep yok saydık, yine yok sayacağız. Karşılarında sonsuz bir mücadele göstereceğiz ve başaracağız.” dedi.
“KADINLARLA İLGİLİ BİR YASA GÖRÜŞÜLECEKSE BÜTÜN KADIN ÖRGÜTLERİ GÖRÜŞMELERDE YER ALMALI”
Son sözü alan Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk, güçlü bir meclisteki işleyişin nasıl olabileceğini anlattı. Öztürk “Eşitlikçi bir yaşantının kurulabilmesi için ilişkilerimizi süreklileştirmeliyiz. Organlara, mekanizmalara sahip olan bir hale getirmeliyiz. Diyelim ki kadınlarla ilgili bir yasa görüşülüyor. Bu olağanüstü bir durum olmalı, bütün kadın örgütleri görüşmelerin içinde yer almalı. Bu güncel olmalı. Söz, yetki, karar halkımızda ve kadın arkadaşlarımızda polmalıdır. Bu yaşanmadığı sürece demokrasi de yaşanmıyor demektir.” şeklinde konuştu.
“KADINLARIN, EMEKÇİLERİN ÇIĞLIĞI O MECLİSTE OLMALI”
“Bütün sistem kadınların, emekçilerin çığlığı o mecliste duyulmasın diye kurulmuş” diyen Öztürk “O çığlık duyulmadığı müddetçe utanç verici bir ülkede yaşıyoruz. Bizim vatandaşlarımızın çoğunun açlık sınırı altında ücret alması ne demek? Bütün haksızlığa uğramış toplumsal kesimlerin çığlığını birleştirmeliyiz. Tek adam rejimine karşı tek yumruk, tek yürek, tek güç olmalıyız. Bu iktidarı göndereceğiz. Bu düşündüğümüz iyi şeyleri de biz kendimiz yapacağız.” dedi.