Post

Ormanlarda Talana Çayda Sömürüye Son

Köylerimiz, dağlarımız ne güzeldir bizim. İçinde irade ve mücadele barındırır ve köylünün ruhunu taşır. Ormanlarımız ne güzeldir bizim. İçinde direnişi sembol eder, içinde binleri barındırır.

Çayımız ne güzeldir bizim. Hele fındığımız ne güzeldir bizim. Emeğin ürünü, alın terinin ürünüdür. Günlerini, aylarını veren, ormanı ile içselleşmiş, geçimini tarımla yapan, Karadeniz köylerine gidelim. Bu yazı bir nevi tahlil. O güzel ormanları yaşatmak isteyen, emeğin ürünü çayı ve fındığı ile geçimini sağlayan köylünün tahlili. Her sabah güneşin doğuşu ile kalkar ve kimi zaman yayan, kimi zaman araçla ormana doğru yola çıkar, bizlerin her sabah içtiği çayın tarımını yapmaya koyulur insanlar. Kimine fırtına engel olur, kimine yazın aşırı sıcağı. Kimi her sabah o ormanlara ineklerini getir, kimi de arılarını. O binlerce çiçekten bal toplamak için. Yani her sabah emek üretimi başlar orada. O turistik alan yapmaya çalıştığınız, ağaçlarını kesmeye kalktığınız, maden kuracağız diye köylüyü ters kelepçe yaptığınız ormanlar, bir kesimin geçim kaynağıdır. Ormanların yakılması, sermayeye açılması yetmez gibi; çay fabrikaları da dahil fabrikalar özelleştirilmeye, üreticiden alış fiyatına bile kota ve kontenjan koyulmaya devam ediliyor. 5 ton çayı olan üreticinin 2500 ton çayını devletin aldığı (kota) ve bu 2500 ton çayı da belli günlerde aldığı (günlük 100-200 kilo arası) kontenjan uygulaması sürüyor. Ama köylünün günde 100 ya da 200 kilo arasında çay toplaması pek mümkün olan bir durum değildir. Çay dalda kaldıkça kilo kaybetmeye ve güneşten yanmaya başlar. Yeni sürümün daha geç olgunlaşmasına neden olur. Köylü, önce devlet kotasını doldurmaya çalışmakta, kalan çayını da devletten daha ucuz ve daha ileri bir tarihe programı olan özel şirketlere satmaktadır. Yani çay, açıktan devletin kendi eli ile özel şirketlere peşkeş çekilmektedir.

Aynı durum fındık üreticisini de vurmaktadır. Senede bir defa üretim yapan köylünün, ürünün hasat zamanına kadar gübresinden bakımına, toplatmasına harcadığı emeğin, cebinden çıkan paranın, haddi hesabı ürünün karşılığından bile fazla durumdadır. Her sene böcek sorunu ile ürünleri çürürken, bir yandan da patoza verme ve toplatma ile, delinmiş cebinden daha fazla para çıkarmaktadır.

Hani der ya türküde: Haramiler el uzatmış, aşına, tütüne, fındığına, çayına… İşte bu durum, açık açık Karadeniz köylerinde gerçekleşmektedir. 

Gerek işgücü bulamayan gerekse tarım ile hayat geçimini sağlayamayan köylü, çözüm yolunu kendini şehirlere atmakta buluyor. Şehre göçün eskiye oranla daha da fazla olması ise, köy okullarının kapanmasını doğuruyor. Okulların kapanmasına geçim sıkıntısı ve emeğinin karşılığını alamama da eklenince gençler köyden uzaklaşıyor. Gençlerin uzaklaşması ise üreticiyi zor durumda bırakıyor.

Peki gelelim üretici köylünün sözüne;

Üretici desteğinin artırılması, çay ve fındık tarımına teşviklerin yapılması gerekmektedir. 

Özel çay fabrikalarının, devlet taban fiyatından düşük fiyatta çay almasının önüne geçilmelidir. Bunun bağlayıcı olması, enflasyon göz önünde bulundurularak fiyatın belirlenmesi gerekmektedir.

Gübre destekleri artırılmalı, üreticiyi organik tarım yöntemleri ve biyolojik ajanlarla mücadele alternatifleri konusunda bilinçlendirme politikaları uygulanmalıdır.

Üreticiye getirilen kota ve kontenjan politikasının derhal kaldırılması gerekmektedir. Fındıkta taban fiyatının enflasyon oranında olması sağlanarak üreticiye destek primleri verilmelidir.   

Ormanlarda hali hazırda yapılan, planlanan talan ve rant emellerinin derhal geri çekilmesi için adımlarının atılması gerekmektedir.

 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Ormanlarda Talana Çayda Sömürüye Son

Post

Nerden Tutsak Elimizde Kalıyor

Post

Neoliberal Dünyada Eğitim

Post

Muslukları Tekrardan Nasıl Akıtırız?

Post

Bir Seçenek Daha Var

Post

Var Mısın Örgütlenmeye

Post

Sosyalizme Mecburiyet

Post

Taksim Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Bütünlüklü Siyaseti

Post

Şimşek Programı Çöpe, Patronların “Eller Cebe”

Post

Her Sosyalist Bir Öğretmendir

Post

Bir Işık Yakıyoruz 

Post

Hayata Boyuna Beyaz Atlı Prens Muamelesi Yapmak

Post

AKP’nin Kadınlara Reva Gördüğü Hayat

Post

Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik

Post

Bize Yalan Söylediler

Post

İki Ekmek Borçluyuz

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik Bölüm 2: Belirsiz Yolda Çaresizlik

Post

Müsadenizle Denemek İstiyoruz

Post

Ruhsuz Mükemmeliyet

Post

Kanunsuzluk Üreten Kanun Katillerinin Katillik Yaratan Kanunsuzlukları

Post

Fındıklar Altında Kardeşlik Bölüm 3: Kayıp Dileğin Sonu

Post

Umut Biziz, Genç Feministleriz

Post

Emeğin Yol Haritası

Post

Bir Kez Daha: Birkaç Elma Değil Sepet Çürük!

Post

Koşulsuz Yurt, Koşulsuz Burs

Post

Moto Kurye Olmak

Post

Ya Garipler Yakarsa?

Post

2024 Genç Feministlerin Yılıdır

Post

İnsanca Yaşam Neye Tekabül Ediyor?

Post

Kürt Meselesinde Çözümün Konuşulmasının Olumlu Etkisi Olacaktır

Post

Gerileyen Yüzyıl

Post

LGBTİQ+ Toplumunun Sosyalist Perspektifte Kurtuluşu

Post

Kurtuluşa Kadar Savaş Nidaları Tekrardan

Post

Gençliğin Öncü Görevi

Post

Perde Açıldı, Sahnedeyiz

Post

Devrimci Gençlik Öfkesi Yeniden Diriliyor…

Post

Öznesi Olmaktan Gurur Duyuyoruz

Post

Gözün Gördüğü Kadar

Post

Korku Duvarları Yıkılıyor Gençlik Susmuyor

Post

Küçük Şehirde Yalnızlık Üzerine

Post

Nefreti Değil, Hayatı Seçelim: Erken Seçim İçin Bir Çağrı

Post

Şiddet Kol Gezerken

Post

İstanbul’un Işıklı Caddelerinde Ölüm

Post

Yasakları Yasakla

Post

Kuram Tartışması Önceliklidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk’ten Erdoğan’a: Ağlasan da sızlasan da bu halk seni gönderecek

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: İşçi sınıfının bir günlük çalışma süresi 6 saat olmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: Büyük halk toplantılarıyla, halkın sözünü direkt parlamentoya taşıyabiliriz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: 1 Mayıs'ta meydanlarda işçi sınıfının gür sesini yükseltmeliyiz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Hem 1 Mayıs’tan hem de seçimlerden başarıyla çıkmalıyız

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: İşçilerin Ürettiği Değer Sermayeden Bağımsız Olmalı

Post

Neo-Feodal Toplumda Hayatta Kalma Rehberi - I

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Adayı Öztürk’ten Diyarbakırda'ki ev baskınlarına tepki: Halk politikalarınızı beğenmezse sizi gönderir, buna alışın

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Karanlık rejimi göndermek, Türkiye halklarına muazzam bir özgüven verir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: O parlamento güçlü olacaksa önce Kürt milletvekilleri konuştuğunda “Kardeş Kürt halkının diliyle konuşuldu” diye kayda geçmelidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk öldürülen kadınların aileleriyle buluştu: Kadınların çığlığı o mecliste duyulmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk, altı maddede hedeflerini anlattı: Bu iktidardan bir beklentimiz yok

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, Şırnak’ta yapılan iki Yeşil Sol Parti seçim bürosu açılışına katıldı.

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, bugün Siirt’teydi.

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Diyarbakır’daydı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk’ten Soylu’ya: HDP’yi Kapatmak İçin Hiç Heyecanlanma

Post

EHP Deprem Politikaları Raporu: Yıkılmayan Kentleri İnşa Edeceğiz

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı: Tarihsel sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz, cumhurbaşkanı adayı çıkarmıyoruz

Post

Şahsım Devlet Olursa - V

Post

Şahsım Devlet Olursa - IV

Post

Şahsım Devlet Olursa - III

Post

Şahsım Devlet Olursa - II

Post

Şahsım Devlet Olursa - I

Post

Trendyol Çalışanları Direniyor

Post

On binler Kartal'da buluştu: Emek ve Özgürlük İttifakı seçim startını verdi

Post

EHP'den Erdoğan'a: Seni Göndereceğiz!

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı “Birlikte Değiştirelim” demek için İstanbul’da buluşuyor!

Post

EHP'den Adaylık Değerlendirmesi: Aday Çıkması Doğal

Post

“Helalleşme” Kavramının Düşündürttükleri

Post

EHP Gençliği Konferans'ta Buluştu: Gelecek Sosyalizm Olacak!

Post

EHP Gençliği 6 Kasım'da Gençlik Konferansı'na çağırıyor

Post

İnşaat-Sen Sendikaların Yüz Akı, Yaşasın İşçilerin Kayı İnşaat Zaferi

Post

Rejim Özgürlüklerimizi Söküp Alacak Güçte mi?

Post

Seçim Ekonomisi Pansumansa İşçi Emekçi Hükümeti Tek Çözüm Olabilir

Post

İşçi Emekçi Mitingiyle İşçi Hareketinde Bir Adım Daha

Post

Yeni Gezi Direnişleri için Mücadele Arkadaşlarımızı Savunacağız

Post

Sansür Yasasını Yenebiliriz

Post

Madenlerde Tek Çare Kamulaştırma

Post

Savaşsız Bir Dünya İçin Emekçilerin İktidarı Gerek

Post

Başörtüsü, Özgürlükler ve Devrimci Siyaset

Post

İtalya’da Seçimler Neyi İşaret Ediyor?

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını binlerin katıldığı halk buluşmasında açıkladı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı program çerçevesi açıklandı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yola çıkıyor!

Post

Seçime Bir Adım Kala Sosyal Konut Projesi

Post

Ekonomik Kriz Yayılırken Savaşlar da Yayılacaktır

Post

Ege’nin İki Yakasının Tek Çözümü: Göndereceğiz

Post

Mesele Bakanlık Değil Kürt Halkının Temsil Hakkı

Post

Düzenin Ekonomiye Çözümü Yok

Post

Yolsuzluk Saray Düzeninin Çimentosudur

Post

Gotham’ın Delileri Ne Kadar Kahraman?

Post

‘Zeytinlilerin’ Kazanacağı Günler Yakın

Post

İş, Aş, Barış

Post

Salgın Durumu Üzerine

Post

COVID-19 Günlerinde Anti-Kapitalist Siyaset

Post

Cevap C Şıkkı

Post

Al Gözüm Seyreyle

Post

Ödememek ve Ödeyememek

Post

Batı’nın Göçmen İkiyüzlülüğü

Post

Umudumuz Örgütlü Mücadelemizde

Post

Almanya Seçimlerine Yeşil ve Soldan Bir Bakış