Moto Kurye Olmak
Yeni yıla girmemize sayılı günler kaldı. Peki bir insanın yeni bir yıldan beklentisi nedir? Aslında bu sorunun binlerce cevabı var ama son yıllarda özellikle işçi kesim için büyük bir hayatta kalma yarışı var. Enflasyon almış başını gidiyor; emekliler, emekçiler ve özellikle öğrenciler geçinemiyor. KYK bursları, kredileri çoğu zaman ulaşım masraflarını bile karşılamayabiliyor ve her öğrenciye verilmiyor. Ata Emre Akman, Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisiydi. 20 yaşındaydı. Kuryelik yapan Akman, gece sipariş götürdüğü adreste öldürüldü. Vücuduna 25 bıçak darbesi aldı ve bunların 20’sinin ölümcül olarak değerlendirildiği bildirildi. Onu canice öldüren katil Erdoğan Özdemir’e neden cinayeti işlediği sorulduğunda “Babamın imam nikahlı eşini nereden tanıdığını sordum. Beni tersledi. Ben de bunun üzerine onu bıçakladım” demiş. Ancak, Akman’ın Erdoğan Özdemir’in bahsettiği babasının eşi olan Sultan Durmaz’a değil, dairede bulunan başka birine sipariş getirdiği bilgisine ulaşılmış.
Birçok kurye işini yaparken ya yaralanıyor ya da ölüyor. Özellikle son yıllarda COVID-19 beraberinde gelen karantina süreciyle kuryelikte büyük bir gelişme yaşandı. Her yaştan kitleyi içine çeken kuryelikte, 15 yaşından 50 yaşına kadar herkesi görmek mümkün. Peki neden kuryelik mesleği bir anda bu kadar patladı ve her kesimden insanı içine çekti? Aslında bu sorunun cevabı çok basit: “Yüksek kazanç”. Kurye şirketlerinin yüksek kazanç iddia ettikleri bu iş modelinde, maaşlı bir çalışan değil de kağıt üstünde kendi işinizin patronu oluyorsunuz. Şahıs şirketi açıp fatura kesip Bağkur primini siz ödüyorsunuz. Böylelikle iş esnasında yaşanan kaza ve ölümlerden bu şirketler sorumlu tutulmuyor. Yani bir kağıt parçasında iş ortağı olarak gözüktüğünüz için hiçbir hakkınızdan yararlanamıyorsunuz. Kaza yapan kuryenin sağlık ve diğer masraflarından bu şirketler sorumlu tutulmuyor. Ayrıca da raporlu olduğu günlerin ücretini alamıyor. İş esnasında yaralanan moto kuryeye, iş görememez ödeniği de verilmiyor.
Kurye Hakları Derneği’nin 5 ocak 2024’de yayımladığı “Moto Kurye Ölüm Raporu”nda 2023 yılı içinde Türkiye’de en az 26 ilde yaşanan kazalardan, ülke genelinde 68 kuryeden 23’ünün İstanbul’da ne yazık ki yaşamını yitirdiğinden bahsedilmiş. Peki insanlar çalışırken neden iş cinayetlerine kurban gidiyor? Bu açgözlü şirketlerde insanlar uzun saatler yoğun bir şekilde çalışmaya mecbur bırakılıyor. Normal bir esnaf yanında çalışacağımızı hiç var saymıyorum bile. Sigorta dahil genelde hiçbir hakkınızı alamazsınız ve bu küçük esnaflar ucuz iş gücü için çocuk işçi bile çalıştırıyorlar. Bir esnaf kurye olarak işe başlayacağımızı düşünelim. Başvurunuz onaylandı ve çalışırken kullanmak üzere verilen şirket logolu tüm ekipmanları (koruyucu mont, çanta, panç, vb.) zorunlu bir şekilde satın almanız gerekiyor. Paket başı yani parça başı çalıştığımız bu iş modelinde, 1 günde ortalama 10-12 saat çalışıp 30-40 paket attığımızı varsayarsak, günde 2000-2500 TL aralığında bir hakediş kazanmış oluruz. Bu kazandığımız paracıkların ise neredeyse yarısı, gider olarak karşımıza çıkıyor. Birçok kalem adı altından alınan vergiler ve giderler, günlük kazancımızın neredeyse yarısı ediyor. Esnaf kuryelik iş modelinin en can alıcı noktası ise durmak bilmeyen alımlardır. Örnek vermek gerekirse, Beşiktaş bölgesi için 50 kuryeye ihtiyaç olsa bile 100 kurye alımı yapabiliyorlar. Çünkü işe başlarken yukarıda yazdığım gibi size zorunlu olarak logolu ekipmanlarını satıyorlar ve garanti bir maaşınız yok.
30-40 paket atmak günü kurtarmayabiliyor ve kuryeler daha çok paket atmak için zamanla birbirleriyle yarışa girmeye mahkum ediliyor. Özellikle bu sebepten birçok kurye, iş cinayetlerine kurban gidiyor.
Yani dostla, her alanda olduğu gibi kuryelik alanında da işçiler sömürülerek ölmeye mahkum ediliyor. Peki bu cinayetlerin hukuki tarafı nedir diye sorarsanız; işini yapan bir kuryeyi Yunus Emre Göçer’i öldürmenin cezası 27 bin 300 TL’dir. Meşhur Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu sanık Muhammed Hasan Şeyh Mahmud’a verilen ceza, yani 27 bin 300 lira, şaka niteliğindedir. Bu cinayetler sadece dışarıdan gelen tehditler de olmuyor. “İş ortağımız” bazı şirketler, kuryelere 50-60 kilogram yük bindirerek kaza yapmasına neden oluyor. Bunun dışında sayabileceğim; tüm masrafların kurye tarafından ödenmesi (yeme-içme dahil), yollarda ve trafikte saygı görmediğimiz gibi kasıtlı olarak araçların üstümüze sürülmesi, tüm bunların yanı sıra psikolojik baskı ve mobbing sonucu da ne yazık ki kazalar gerçekleşebiliyor…
Bu sömürü sistemi değiştirebilmek için örgütlü bir işçi sınıfının var olması gerekiyor. Hangi işi yaparsak yapalım, sömürülüyoruz. İşçi sınıfının boyun eğmek gibi bir lüksü yok. Yoksa bizi daha çok ezerler. Bunun içindir ki mücadele etmemiz şart. Konunun sadece işçi olmakla veya öğrenci, emekli olup olmamakla da alakası yok. Toplumun her kesimini alakadar eden bir sorunla karşı karşıyayız: Ekonomi. Bugün emekliye verilen 12.500 TL, öğrenciye verilen KYK bursu veya kredisi 2.000 TL, emekçiye verilen 17.002 TL bir kira etmiyor. Ölümle yaşam arasında, hayatta kalmaya çalışmak: Türkiye yüzyılı.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.