Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Sosyalizm mücadelesi sosyal sınıfların mücadelesiyle ilgilidir. Bu bir örgüte özgü sorunlara ya da kültürel sorunlara indirgenemez. O nedenle somut koşulların somut analizini; bunun sonucu olarak somut, güncel ve odaklanan siyasetini yapmak gerekir. Ne tuhaf değil mi? Bir sürü uyduruk aforizma havada uçuşuyorken Lenin’in bu önemli yöntemi unutulup gidiyor. Lafını eden bile yok. Orta sınıflar sabah gözünü açıp sosyal medyanın karşısına geçiyor ve hâkim sınıf kültürünün kılıcını sallıyor akşama kadar.

Nasıl sıyrılabiliriz bundan? Şöyle olabilir, emekçi sınıfların temel ve güncel sorunlarını bir sendika gibi değil, bir devrimci örgüt gibi ele alabiliriz. Nazım Hikmet’in Abidin Dino’ya latife ederek söylediği “işin kolayına kaçmadan ama” uyarısını dikkate alarak.

Sadede mi gelelim? Evet, bence de her anlamda sadede gelelim. Konumuzu seçelim, gözümüzü dikelim ve yoğunlaşalım. Asılalım, bu düzenin bazına asılalım.

Temmuz geldi geçiyor. Asgari ücretin ve buna bağlı olarak emekli aylıklarının ele alınması gerekiyor. Hükümet oralı değil. Asgari ücrete yıl içinde ikinci bir artış yok diyor. Ücretlere yıl içinde ikinci artış yok ama ürün ve hizmetlere defalarca zam var. Emeklilerin yaşanamaz aylıklarını dikkate almıyor. Belki, lütfen, cumhurbaşkanının inayetiyle bir gıdım artış efsanesi dolaşıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 11.07.2024 tarihinde Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı’nda yaptığı konuşmada: “Yapısal dönüşümü başarıp, Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler grubuna kalıcı olarak girmesini sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye ilk defa muhtemelen bu sene orta gelirli ülkeler grubundan çıkıp, yüksek gelirli ülkeler grubuna (Dünya Bankası tanımıyla) girmiş olacak.”

Bunu ben demiyorum, bakan Mehmet Şimşek diyor. O zaman üretim var demektir.

Cumhuriyet Gazetesi, 12.04.2024 tarihinde, Forbes India’nın 10 Nisan itibarıyla GSYH’ye ilişkin IMF verilerine dayanarak yaptığı çalışmanın sonuçlarını yayımladı. Bu veriler 2024 yılında dünyanın en büyük ekonomilerinin hangileri olduğunu ortaya koyuyordu. Burada gösterilen ülkeler GSYH sıralamasına göre Türkiye, 1 trilyon 340 milyar dolarla 17. sırada. Ben demiyorum Forbes India ve IMF diyor.

Buradan kişi başına düşen GSYH 15.696 dolar olarak hesaplanır. Onu da 12’ye bölersek aylık 1.308 dolar sonucuna ulaşırız. Demek oluyor ki, aylık kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, yani olması gereken aylık asgari ücret 42.300 Türk Lirası’dır. Bu kadar basit.

Peki bu GSYH’ye göre hesaplanır mı? Hesaplanır tabii ki. Eğer üreten, emek veren, alın teri akıtan, göz nuru döken, kafa patlatan biz isek, üretilmiş olanı paylaşabiliriz. Payımıza düşeni bilmeliyiz ve payımıza düşeni, hakkımız olanı almalıyız. Bizim payımıza düşmeyen Milli Gelir’in hiçbir anlamı yok. Üreten biz isek paylaşan da biz olmalıyız.

DİSK’in Araştırma Merkezi DİSK-AR’ın yayımladığı Asgari Ücret Araştırması (2024) – Aralık 2023 adlı bir önemli yayın var. Bu yayının 50. sayfasındaki “Asgari Ücretin Kişi Başına GSYH’ye Oranı (1974-2023)” başlıklı tablosunda 1974 yılında asgari ücretin kişi başına düşen GSYH’nin yüzde 80,6’sı olduğu belirtiliyor. 2023 yılına gelindiğinde ise bu oranın yüzde 47,4’e düştüğünü takip ediyoruz. Yani yarı yarıya gitmiş.

Biz işte Emekçi Hareket Partisi olarak bunu kabul etmiyoruz. Kişi başına düşen aylık GSYH ne ise aylık asgari ücret de o olmalıdır. Kimse bundan kaytaramaz.

Efendim, memleketimizde hesaplanan asgari ücret bir kişi içinmiş. Öyle olamaz efendim. Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi der ki: “Çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna yaraşır bir yaşam sağlayan ve gerektiğinde her türlü sosyal koruma yolları ile de desteklenen adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.” Ne diyor? Kendisine ve ailesine diyor. Bu tartışma burada kapansın.

Biz şimdilik sadece kişi başına düşen GSYH’yi esas alıyoruz. Bir emekçinin ailesi olarak, TÜİK’in 2023’te açıkladığı ortalama hanehalkı büyüklüğü olan 3,14’ü (3 kişi) esas alırsak sonuçlar farklı olacaktır.

Dikkat edilirse kişi başına düşen GSYH dahi hesaplamayı doğru ele almak için yeterli değildir. Sonuçta ücret emeğin kısmen karşılığı olarak dağıtılıyorsa, GSYH’nin dağıtımı bütün nüfusa göre değil Ali Oktay yoldaşımın açıkladığı gibi, çalışan nüfus dikkate alınarak yapılmalıdır. Elbette ki bugün bu paylaştırma yapılırken sonraki yıllara yönelik bir planlama için gerekli yatırım harcamaları hesaba baştan dahil edilebilir.

Bütün bunlar ele alınabilir ama biz bugün acil olarak emekçileri ve emeklileri açlık sınırından kurtarmanın derdindeyiz. Bu kurtarıcı mücadele işçi sınıfının doğrudan kendisinin ve onunla birlikte olan devrimcilerin görevidir ve onlara yakışır.

*Hakan Öztürk'ün bu yazısı ilk olarak 19 Temmuz Cuma günü Yeni Yaşam Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Köylülere Her Yönden Saldırı

Post

Kurban Edilmek İstenen Emekliler

Post

Üç İnsandan Biri İşsiz, Dört Çocuktan Biri Aç

Post

Haklılığımızı Açıklıyoruz Ve Kanıtlıyoruz

Post

Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam

Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Post

Asrın Hortumlaması: 133,5 Milyar Dolar

Post

Asgari Ücreti Kıyaslamak

Post

Açlıktan Öte Köy Var mı?

Post

Emsalsiz, Tek ve Kıyaslanamaz Değiliz

Post

Asgari Ücret 42.300 Lira Olmalı

Post

İyi Bir Başlangıç

Post

Tek Adam Rejimi Tekledi

Post

Olmaktan Korktukları Yerdeler

Post

Tarih Bir İpucu Bekliyor

Post

Yarını Bugünden Kurmaya Başlamak

Post

Kamu Yararı için Ürün ve Hizmet Yaratmak

Post

Yön Göstermek

Post

Somut Koşulların Somut Analizi ve Siyaseti

Post

AKP Bir Geri Dönülmez Felakettir

Post

Orman Yangınlarında Bütün Tohumlar Ölmez

Post

Kerelerce Ölçülen Gelir Adaletsizliği

Post

Alem Buysa Kral Popülistler

Post

İşçi Sınıfı Şart Koşabilir

Post

Sefalet Endeksi

Post

Birkaç Ağaç ve Bir Nefes

Post

Ücret ve Kar Tahterevallisi

Post

Laiklik Şimdi ve Hep Gerekli

Post

Enflasyonun Yarattığı Sefalet

Post

Enflasyonun Sebebi Açlık Sınırındaki Ücretler mi?

Post

Bütçede Değirmenin Suyu Nerden Gelir Nereye Gider

Post

Anayasa Mahkemesini Bir Kez Tanımamak

Post

Gençler Sadece Asansör İstemez

Post

Emek ve Demokrasiden Yana Cumhuriyet

Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

Post

Elin ve Evin İyisi

Post

Göz Hizasında Siyaset

Post

Dördüncü Kuvvet Dik Duruyor

Post

Beton Bina ve Fabrika

Post

Smaç Sebep Sayı Sonuçtur

Post

Sorun Geniş Bir Zaman ve Mekanda

Post

Ekmek İstiyoruz ama Gül De

Post

Parti İşçi Sınıfını Besteler

Post

Kamu Mülkiyetini Kurtarmak

Post

İçeriksizlik Fırtınası

Post

Ormanlar Bizim, Kahrolsun Kapitalizm

Post

“Esset” Değil Halkın Öz Varlıkları

Post

Var ve Yok Listesi

Post

Karşı Kültür

Post

Günbegün Ücret Mücadelesi

Post

Aslanı Kediye Boğdurmak

Post

Sonradan Hatırlananlar

Post

Seçimin Yarattığı Yorumlama İmkânı

Post

Erdoğan’a Yetki Yok

Post

Mülkiyet Sorunu

Post

Halkın Temel İhtiyaçları, Kamu Hizmeti Olarak Karşılanmalı

Post

Örgütlü Gücü Meclis'e Taşıyalım

Post

Hiçbir Yerden İzin Almamak

Post

Mahirleri Anmak Değil Anlamak

Post

Hareketin Hareket Halindeki Doktrini

Post

Denizlere Çıkar Sokaklar

Post

Tabutta Röveşata

Post

Buyurunuz Buradan Yakınız, Mösyö Hükümet

Post

Depremin Siyaset Üstü Olmaması

Post

Basra Harap Olmadan Önce

Post

Halkın Birikimlerinin Bağımsızlığı

Post

Görev Zamanı

Post

Bu Daha Başlangıç

Post

Kaynaşmış Değiliz

Post

Bolsonaro Tavuğunu Yalnız Yemesin

Post

Suriye Sınırını Değil Açlık Sınırını Geç

Post

Neden Yapmasınlar?

Post

Hayallerin de Sadakate İhtiyacı Vardır

Post

Büyük Pasta, Küçük Pay

Post

Yine Sınırlama Esas, Hürriyet İstisna

Post

Seçenek Biziz

Post

Üç Husus

Post

Radikalizm

Post

Örgütlü Toplum Parlamentoya Rengini Vermeli

Post

İşçi Sınıfı Programı Vaat Eder

Post

Güç Siyasetle Yapılır

Post

Yenilgi Sonrasında Yorumlamanın ve Politik Programın Yitimi

Post

İşçi Sınıfının Tahtına Oturmaya Kalkışmak

Post

Hedef, Özne ve İktidar Organı