Post

Alım Gücü Bin Lira Düştü

Asgari ücretliyi ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz deniyordu. Alavere dalavere, döndük dolaştık ve asgari ücret yüzde 30 zamla, 22.104 lira yapıldı. Üstelik yıllık enflasyon yüzde 44,38 olarak gerçekleşmişken.

Fabrika ve holding sahipleri rahatladı, hükümet rahatladı, TÜRK-İŞ temsilcileri rahatladı.

Ekonomiyi yönetirken yapılan bütün hataların ortaya çıkardığı krizin yükü şimdi emekçilerin ve emeklilerin sırtına yıkılmaya çalışılıyor. Hükümetin yarattığı enflasyon canavarının önüne sürülenler onlar.

Herkes bu danışıklı dövüşten memnun ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Emekçiler ve emekliler, yoksullukla baş başa. Kira onların yolunu gözlüyor, mutfak harcamaları, doğalgaz parası ve çocukların masrafı. “Ne yer ne içersin, başını sokacak bir dam var mı?” diye soran yok. “Karnın tok mu sırtın pek mi?” diyen yok. Yönetimdekiler, bunların yerine insanların mezhebini, etnik kökenini, cinsel yönelimini öğrenmenin peşinde, hafiye gibi.

Azgın enflasyon duruyor mu? Durmuyor. 3 Şubat 2025 tarihinde ocak ayı enflasyonu aylık yüzde 5,03; yıllık yüzde 42,12 olarak açıklandı. Bu enflasyonla giden emekçilerden gidiyor. Hükümet bu konuda ne dedi? Bir dahaki seneye kadar susun, ses çıkarmayın, artık ücretlere ve aylıklara zam yok.

Bütün düzen işçi sınıfının susması üzerine kurulu.

TÜRK-İŞ’in açıkladığı, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı ocak ayı için 22.131 TL. Görüldüğü gibi daha ilk aydan, mevcut asgari ücret rakamı açlık sınırının altında kalmış durumda. Asgari ücretin açlık sınırının altında kalması demek, emekçilerin kriz yükünün altında kalması demek. Ekonominin enkazının altında kalması demek.

Bütün mesele ayan beyan ortada.

Ücret ve aylıklar sabitlenmişken, enflasyon almış başını gidiyorsa alım gücü düşüyor demektir.

Peki düşmüş mü? Düşmüş tabii ki.

Enflasyonun yüzde 5,03 olmasına göre, 22.104 liralık asgari ücretin alım gücü tam 1.059 lira düşmüştür. Bin lira uçtu gitti yani. Bu durum, 22.104 lira olan asgari ücret, gerçek anlamda 21.045 liraya düştü anlamına geliyor. 22 bin liram var diye düşünme ey işçi, 21 bin liram var diye düşün artık. Şu güzelim ülkemizi kesip kesip yiyenler senin o gariban ücretinden bin lirayı kesip yedi bu ay. Kârlarını katlamakla doymadılar, rantlarını katlamakla doymadılar, faizlerini katlamakla doymadılar, vergi kaçırmakla doymadılar ve senin üç kuruşluk asgari ücretini de yediler. Aynı koşullar emekliler için de geçerli. Emeklilerin de aylıklarının alım gücü düştü, sefalete biraz daha yaklaştılar.

Ki, kâbus yeni başlıyor. Ocak ayından başladı bu işkence, bu yılın aralık ayına kadar sürecek. Zulümleri ücretlerde en ufak bir artış olmadan yılın sonuna kadar sürecek. Niye, çünkü öyle buyurdular, zulmetmek için öyle karar aldılar kafa kafaya verip.

Peki meydan bunlara mı bırakılacak?

Hayır, artık asgari ücretli emekçilerin ve emeklilerin bir partisi var.

Emekçi Hareket Partisi asgari ücretli olan olmayan bütün emekçilerin ve emekli aylığı alanların partisidir. Parti, meydanı onlara bırakmayacak. Parti, emekçilere ve emeklilere yoksulluğu dayatanlara pabuç da bırakmayacak.

Asgari ücretin enflasyon karşısında alım gücünü kaybetmesini gün gün açıklayacağız halkımıza. Meydanları, caddeleri, sokakları, her bir köşe başını boş bırakmayacağız. Zaten düşük olan asgari ücretin alım gücünün, gün be gün ne kadar düştüğünü açıklayacağız. Dağa taşa yazacağız, şehrin bütün sokaklarını afişlerle kaplayacağız. Kim kafasını çevirse, en yükseğe kaldırdığımız “Alım Gücü Bin Lira Düştü” yazan dövizlerimizi görecek sokaklarda. Her ay kaybın kaç lira olduğunu yüksek sesle söyleyerek, çınlatacağız insan selinin aktığı caddeleri. Halkın çocuklarının yiyemediği her bir dilim ekmeğin hesabını kuruşu kuruşuna soracağız.

Kâbus bizim için başlıyorsa, onlar için de başlıyor.

Halk mı yaman, siz mi yaman göreceğiz.

Halkın alım gücünün düştüğü her gün, bu hükümeti yerinden etmenin gününü sayacağız.

Kimse, daha ilk aydan asgari ücretli emekçinin 22 bin lirasından bin lirayı çalamaz.

Biz, EHP olarak asgari ücretin ve emekli aylıklarının 50.000 lira olması gerektiğini söylemiştik. Bu durumda işler değişir, bu rakam 51.000 lira olmalıdır. Uçarı kaçarı yok. Ya bu ücret verilecek ya o hükümet bırakılacak. Siz emekçileri ve emeklileri açlık koşullarına zorluyorsanız, biz de sizi hükümeti bırakmanız yönünde zorluyoruz. Hükümet, milli gelire ve alım gücünün düşmesine göre bir ücret veremeyecekse, ceketini alıp gidecek ve hükümeti bu ücreti verebilecek olanlara bırakacak.

Çok partili rejim ve parlamento bu demek.

Böyle geldiler ve böyle gidecekler.

*Hakan Öztürk'ün bu yazısı ilk olarak 14 Şubat Cuma günü Yeni Yaşam Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Alım Gücü Bin Lira Düştü

Post

CEO’ları Kıskanıyor Muyuz?

Post

Metal İşçisi Yüzde 125 Zam İstedi

Post

Colani Golan Tepelerini Savunmadı

Post

Kişi Başına GSYH 720 Binse, Asgari Ücret 50 Bin TL Olmalı

Post

Ara Aşamalar

Post

Ortadoğu’daki Dalgalanmalar

Post

Tam Kurtuluşun Yolu

Post

İyi Bir Başlangıç

Post

Tek Adam Rejimi Tekledi

Post

Açlıktan Öte Köy Var mı?

Post

Emsalsiz, Tek ve Kıyaslanamaz Değiliz

Post

Asgari Ücret 42.300 Lira Olmalı

Post

Asgari Ücreti Kıyaslamak

Post

Asrın Hortumlaması: 133,5 Milyar Dolar

Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Post

Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam

Post

Haklılığımızı Açıklıyoruz Ve Kanıtlıyoruz

Post

Üç İnsandan Biri İşsiz, Dört Çocuktan Biri Aç

Post

Kurban Edilmek İstenen Emekliler

Post

Köylülere Her Yönden Saldırı

Post

Kamusal Emeklilik Hakkı Savunulmalı

Post

Gerçekçi Ol, İmkansızı İste

Post

Olmaktan Korktukları Yerdeler

Post

Tarih Bir İpucu Bekliyor

Post

Yarını Bugünden Kurmaya Başlamak

Post

Kamu Yararı için Ürün ve Hizmet Yaratmak

Post

Yön Göstermek

Post

Somut Koşulların Somut Analizi ve Siyaseti

Post

AKP Bir Geri Dönülmez Felakettir

Post

Orman Yangınlarında Bütün Tohumlar Ölmez

Post

Kerelerce Ölçülen Gelir Adaletsizliği

Post

Alem Buysa Kral Popülistler

Post

İşçi Sınıfı Şart Koşabilir

Post

Sefalet Endeksi

Post

Birkaç Ağaç ve Bir Nefes

Post

Ücret ve Kar Tahterevallisi

Post

Laiklik Şimdi ve Hep Gerekli

Post

Enflasyonun Yarattığı Sefalet

Post

Enflasyonun Sebebi Açlık Sınırındaki Ücretler mi?

Post

Bütçede Değirmenin Suyu Nerden Gelir Nereye Gider

Post

Anayasa Mahkemesini Bir Kez Tanımamak

Post

Gençler Sadece Asansör İstemez

Post

Emek ve Demokrasiden Yana Cumhuriyet

Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

Post

Elin ve Evin İyisi

Post

Göz Hizasında Siyaset

Post

Dördüncü Kuvvet Dik Duruyor

Post

Beton Bina ve Fabrika

Post

Smaç Sebep Sayı Sonuçtur

Post

Sorun Geniş Bir Zaman ve Mekanda

Post

Ekmek İstiyoruz ama Gül De

Post

Parti İşçi Sınıfını Besteler

Post

Kamu Mülkiyetini Kurtarmak

Post

İçeriksizlik Fırtınası

Post

Ormanlar Bizim, Kahrolsun Kapitalizm

Post

“Esset” Değil Halkın Öz Varlıkları

Post

Var ve Yok Listesi

Post

Karşı Kültür

Post

Günbegün Ücret Mücadelesi

Post

Aslanı Kediye Boğdurmak

Post

Sonradan Hatırlananlar

Post

Seçimin Yarattığı Yorumlama İmkânı

Post

Erdoğan’a Yetki Yok

Post

Mülkiyet Sorunu

Post

Halkın Temel İhtiyaçları, Kamu Hizmeti Olarak Karşılanmalı

Post

Örgütlü Gücü Meclis'e Taşıyalım

Post

Hiçbir Yerden İzin Almamak

Post

Mahirleri Anmak Değil Anlamak

Post

Hareketin Hareket Halindeki Doktrini

Post

Denizlere Çıkar Sokaklar

Post

Tabutta Röveşata

Post

Buyurunuz Buradan Yakınız, Mösyö Hükümet

Post

Depremin Siyaset Üstü Olmaması

Post

Basra Harap Olmadan Önce

Post

Halkın Birikimlerinin Bağımsızlığı

Post

Görev Zamanı

Post

Bu Daha Başlangıç

Post

Kaynaşmış Değiliz

Post

Bolsonaro Tavuğunu Yalnız Yemesin

Post

Suriye Sınırını Değil Açlık Sınırını Geç

Post

Neden Yapmasınlar?

Post

Hayallerin de Sadakate İhtiyacı Vardır

Post

Büyük Pasta, Küçük Pay

Post

Yine Sınırlama Esas, Hürriyet İstisna

Post

Seçenek Biziz

Post

Üç Husus

Post

Radikalizm

Post

Örgütlü Toplum Parlamentoya Rengini Vermeli

Post

İşçi Sınıfı Programı Vaat Eder

Post

Güç Siyasetle Yapılır

Post

Yenilgi Sonrasında Yorumlamanın ve Politik Programın Yitimi

Post

İşçi Sınıfının Tahtına Oturmaya Kalkışmak

Post

Hedef, Özne ve İktidar Organı