Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

İsrail’in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesi'ne yaptığı bombalı saldırı sonucunda beş yüzden fazla kişi öldü.

Ey Yahudi halkı şunu biliniz, Yahudi olmayan çocuklar da çocuktur. Yahudi olmayan kadınlar da kadındır. Yahudi olmayan insanlar da insandır. Ne acıdır ki İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’tan bambaşka sözler duyuyoruz. Filistinliler için “onlar insan suretinde hayvanlardır” demeye varabiliyor dili.

İsrail yönetimiyle birlikte onun gibiler, dünyayı ırkçılığın ve başka dinlere düşmanlığın cehennemi haline getirdiler. Bu cehennemin kapılarını kapatmak gerekiyor.

İsrail'le görüşme yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken diyor ki: Ben buraya bir Yahudi olarak geldim. Önemli olan çok Yahudi olmak değil. Çok Yahudi, Hristiyan ya da Müslüman olmanın hiçbir meseleyi çözemediğini gözlerimizle görüyoruz. Hiç kimse unutmasın ki Hitler de çok Almandı. Çok Alman olarak insanlığı ve koca bir Alman halkını felakete sürükledi.

Büyük bir barbarlıkla karşı karşıyayız. İsrail’in son saldırısı uygarlığı bin yıl geriye düşürüyor. Savaştığı şehirlerdeki çocukları yakanlar seviyesine.

Zulümle abad olunmaz.

Yahudi halkına hatırlatmak gerekir. Siz soykırım için bir şehirden öteki şehrin toplama kamplarına vagonlarla taşınmış bir milletsiniz. Bunun aynısını başka milletlere yapmaya kalkışmayın.

Sizi toplama kamplarına toplayarak yok etmek istediler. Siz de Gazze'yi başka bir halk için büyük ve acılı bir toplama kampına çevirmeyin.

Yoav Gallant “elektrik yok, yiyecek yok, yakıt yok” diyor ve kara harekâtı yapacaklarını söylüyor. İğne atsan yere düşmeyecek küçücük bir bölgede kara harekâtı demek görülmemiş bir vahşet demektir. Böyle bir harekât bitmeyen bir şehir savaşları zincirine yol açar ve mutlaka yıkımla sonuçlanır. İsrail kara harekâtından vazgeçmeli.

İsrail, Gazze halkının 24 saat içinde bölgenin kuzeyinden güneyine gitmesini istiyor. Düşününüz Hitler Almanya’sı gibi acımasızlar. Gidin derken, göndermeye çalıştıkları alanlara da bomba atıyorlar. Gazze’de yaşayan iki milyondan fazla nüfus oradan oraya sürüklenemez. Bu kadar büyük bir nüfusun böylesine sürükleniyor olması bile büyük bir katliam anlamına gelir. Bu göç ettirme zorlaması durdurulmalı.

Filistinliler daracık bir bölgeye sıkıştırılmış durumda ve İsrail onlara “çıt çıkmasın” diyor. Bu mümkün değil. Doğal olarak Filistinliler feryat ediyor ve işgale karşı çıkıyorlar. Filistin halkı bir ulustur ve bir Filistin sorunu olduğu apaçık. Bunu kabul etmekten ve çözümü konuşmaktan başka bir çare yok. Çözümü konuşmak üzere bombalamaların durması ve ateşkesin başlaması gerekir.

Gazze’de halk en temel ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun durumda. İnsanlar ekmek, su, ilaç, yakıt ve elektrik bulamadıkları için günlerdir perişanlar. Bu hunharlığın bitmesi için Gazze'ye insani yardım götürülebilecek bütün kapılar açılmalıdır.

Sosyalistlerin klasik siyasal İslamcı bir örgüt olan Hamas’ın zihniyetiyle hiçbir yakınlığı olamaz. Bizim savunduğumuz, işgali yaşayan ve zulme uğrayan Filistin halkıdır. Filistin halkını savunmak, ulusların kendi kaderini tayin hakkını ilke edinenlerin doğal görevi olarak ortaya çıkar. Sol, ulusal alanda mücadele verenlerle aynı görüşte olmayı her durumda sağlamış olamayabilir. Buna tarihte sıklıkla rastlanabilir. Buradan yola çıkılarak, gerçekleşen ulusal hesaplaşmalara kayıtsız kalınamaz.

Filistin halkının ortaya koyduğu savaşım bir çaresizliğin ürünüdür.

Şu stratejiye hizmet eder mutlaka denilerek, Filistin halkı verdiği mücadeleden men edilemez. Bu halk ses yükseltmekte sonuna kadar haklıdır. Dünya çapındaki herhangi bir kötücül stratejiye mahal vermemek üzere bekleyecek zamanı ve geri çekilecek yeri kalmamış vaziyette. Güya yerleşimci işgalciler kapılarına dayanmış ve bulundukları son alandan onları atmak için uğraşıyorlar. Eğer dünya çapında uygulanacak uğursuz bir savaş stratejisi, onların kan kusup kızılcık şerbeti içtim demesine bağlıysa, bu mümkün değil gibi gözüküyor. Tarih yolunu ezilen halkları da hesaba katarak bulmak zorunda.

Ezilen, sömürülen, zulme uğrayan halklar kolay kolay pes etmezler.

Zulme uğrayan ama örgütlenmiş halklar yenilmez.

Mahirlerin, Denizlerin çizdiği politik hattın yolunda, halkların verdiği kavganın yanındayız.

*Hakan Öztürk'ün bu yazısı ilk olarak 20 Ekim Cuma günü Yeni Yaşam Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Ortadoğu’daki Dalgalanmalar

Post

Tam Kurtuluşun Yolu

Post

Gerçekçi Ol, İmkansızı İste

Post

Kamusal Emeklilik Hakkı Savunulmalı

Post

Köylülere Her Yönden Saldırı

Post

İyi Bir Başlangıç

Post

Tek Adam Rejimi Tekledi

Post

Açlıktan Öte Köy Var mı?

Post

Emsalsiz, Tek ve Kıyaslanamaz Değiliz

Post

Asgari Ücret 42.300 Lira Olmalı

Post

Asgari Ücreti Kıyaslamak

Post

Asrın Hortumlaması: 133,5 Milyar Dolar

Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Post

Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam

Post

Haklılığımızı Açıklıyoruz Ve Kanıtlıyoruz

Post

Üç İnsandan Biri İşsiz, Dört Çocuktan Biri Aç

Post

Kurban Edilmek İstenen Emekliler

Post

Olmaktan Korktukları Yerdeler

Post

Tarih Bir İpucu Bekliyor

Post

Yarını Bugünden Kurmaya Başlamak

Post

Kamu Yararı için Ürün ve Hizmet Yaratmak

Post

Yön Göstermek

Post

Somut Koşulların Somut Analizi ve Siyaseti

Post

AKP Bir Geri Dönülmez Felakettir

Post

Orman Yangınlarında Bütün Tohumlar Ölmez

Post

Kerelerce Ölçülen Gelir Adaletsizliği

Post

Alem Buysa Kral Popülistler

Post

İşçi Sınıfı Şart Koşabilir

Post

Sefalet Endeksi

Post

Birkaç Ağaç ve Bir Nefes

Post

Ücret ve Kar Tahterevallisi

Post

Laiklik Şimdi ve Hep Gerekli

Post

Enflasyonun Yarattığı Sefalet

Post

Enflasyonun Sebebi Açlık Sınırındaki Ücretler mi?

Post

Bütçede Değirmenin Suyu Nerden Gelir Nereye Gider

Post

Anayasa Mahkemesini Bir Kez Tanımamak

Post

Gençler Sadece Asansör İstemez

Post

Emek ve Demokrasiden Yana Cumhuriyet

Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

Post

Elin ve Evin İyisi

Post

Göz Hizasında Siyaset

Post

Dördüncü Kuvvet Dik Duruyor

Post

Beton Bina ve Fabrika

Post

Smaç Sebep Sayı Sonuçtur

Post

Sorun Geniş Bir Zaman ve Mekanda

Post

Ekmek İstiyoruz ama Gül De

Post

Parti İşçi Sınıfını Besteler

Post

Kamu Mülkiyetini Kurtarmak

Post

İçeriksizlik Fırtınası

Post

Ormanlar Bizim, Kahrolsun Kapitalizm

Post

“Esset” Değil Halkın Öz Varlıkları

Post

Var ve Yok Listesi

Post

Karşı Kültür

Post

Günbegün Ücret Mücadelesi

Post

Aslanı Kediye Boğdurmak

Post

Sonradan Hatırlananlar

Post

Seçimin Yarattığı Yorumlama İmkânı

Post

Erdoğan’a Yetki Yok

Post

Mülkiyet Sorunu

Post

Halkın Temel İhtiyaçları, Kamu Hizmeti Olarak Karşılanmalı

Post

Örgütlü Gücü Meclis'e Taşıyalım

Post

Hiçbir Yerden İzin Almamak

Post

Mahirleri Anmak Değil Anlamak

Post

Hareketin Hareket Halindeki Doktrini

Post

Denizlere Çıkar Sokaklar

Post

Tabutta Röveşata

Post

Buyurunuz Buradan Yakınız, Mösyö Hükümet

Post

Depremin Siyaset Üstü Olmaması

Post

Basra Harap Olmadan Önce

Post

Halkın Birikimlerinin Bağımsızlığı

Post

Görev Zamanı

Post

Bu Daha Başlangıç

Post

Kaynaşmış Değiliz

Post

Bolsonaro Tavuğunu Yalnız Yemesin

Post

Suriye Sınırını Değil Açlık Sınırını Geç

Post

Neden Yapmasınlar?

Post

Hayallerin de Sadakate İhtiyacı Vardır

Post

Büyük Pasta, Küçük Pay

Post

Yine Sınırlama Esas, Hürriyet İstisna

Post

Seçenek Biziz

Post

Üç Husus

Post

Radikalizm

Post

Örgütlü Toplum Parlamentoya Rengini Vermeli

Post

İşçi Sınıfı Programı Vaat Eder

Post

Güç Siyasetle Yapılır

Post

Yenilgi Sonrasında Yorumlamanın ve Politik Programın Yitimi

Post

İşçi Sınıfının Tahtına Oturmaya Kalkışmak

Post

Hedef, Özne ve İktidar Organı