Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Sessiz sedasız bir “asgari ücretlerin yükselmesi enflasyonu yükseltiyor” efsanesi dolaşıyor.

Halbuki işçi sınıfının Cem Karaca’nın şarkısıyla nefes bulan varoluşsal çığlığı şu: Yandım yandım kar mı verdi / Ekşi tatlı nar mı verdi / Tükenmeyen mal mı verdi / Nem alacak felek benim.

Asgari ücret açıklanan ve kimsenin itiraz etmediği açlık sınırının iki bin lira altında. Bu ücret daha ne kadar düşük olabilir ki? Açlık sınırının altında olması yeterli gelmeyip, yerin altına mı girmeli? Bu bir. İkincisi, herkes mantıklı mı yoksa aklını mı yitirdi? İşçiye ücret ödemekten ötürü eğer sistem düzgün işlemiyorsa, vahşi kapitalizm dahil ücret ödenmeyen bir sistem daha icat edilemedi. Bu nasıl bir erke dönergeci kafası. Evet işçi sınıfı müsaadenizle açlık sınırındaki masasında iki lokma bir ekmek yemeli. Bu da mevcut hükümetin kafasına yatmıyorsa, onlara önerebileceğim tek bir sistem kalıyor, kölelik sistemi. Kölelik sisteminde tam onların istediği gibi hiç ücret ödenmiyor.

Bu akla ve beynin çalışmasına düşman anlayışa başka bir söz söylemiyorum.

Ekonomim gazetesi yazarı ekonomist Alaattin Aktaş, TÜİK verilerini inceledi. Bu incelemede TÜİK’in son kez fiyat açıkladığı Nisan 2022 tarihi ile Haziran 2024 aralığını dikkate alıyor. Açıklanan listelerde maddeleri ayrıştırmak çok zor ama örneğin bir kalem ayrı duruyor. TÜİK, kodu 06212/01 olan Uzman Doktor Muayene Ücreti’ndeki fiyat artışını %19,37 olarak ortaya koyuyor.

Yazar Alaattin Aktaş buradan yola çıkarak diyor ki: Uzman Doktor Muayene Ücreti, Nisan 2022’de 28 lira ise bu artış oranıyla, bu ücret Haziran 2024’de 34 lira olur. Buyurun şimdi birlikte düşünelim. Bugün itibariyle Uzman Doktor Muayene Ücreti 34 lira olabilir mi, bu gerçek mi yalan mı?

Bu konuya cevap vermeye çalışıyor TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya. Anlattıklarının iler tutar yanı yok ama bir bölümde diyor ki: “Türkiye’deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken kârlardan daha yüksek fahiş kârlar elde ediyorlar. Enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var. Bu etki, pandemi sonrasından itibaren gözlemleniyor.”

Kim dedi şimdi bunu? Aşırı radikal Emekçi Hareket Partisi mi? Hayır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya. Yani neymiş, enflasyonu fahiş olarak arttıran, şirket kârlarının ta kendisiymiş. Sanığa başka sorum yok.

Asgari ücretin enflasyonu yükseltip yükseltmediğiyle ilgili, devletin kendi kurumlarının yaptırdığı diğer araştırmaları da tek tek saymak istiyorum. Bunlar doğrudan doğruya devletin kendi görüşü.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 2 Kasım 2023 tarihinde yayımladığı, Enflasyon Raporu 2023-IV başlıklı bir raporu var. Bu rapordaki 35. sayfada “2023 yılı üçüncü çeyreği tüketici enflasyonunun bileşenleri incelendiğinde kur kaynaklı katkının bir önceki çeyreğe kıyasla 4,3 puan yükselerek 19,9 seviyesine ulaştığı gözlenmektedir” notunu görüyoruz. İkinci olarak “Tüketici enflasyonundaki yükselişte fiyatlama davranışındaki bozulmanın da önemli etkisi olmuştur” deniyor.

TÜFE Yıllık Enflasyonu Ayrıştırması başlığındaki Grafik 2’de ise Eylül 2023 tarihinde %61,5 olan enflasyona, ücretlerin etkisini %8,8 olarak gösteriyor. Gördüğünüz gibi %8,8 dışındaki bütün oranı diğer faktörler belirliyor. Ben demiyorum, TCMB’nin raporu diyor.

TCMB’nin 27 Temmuz 2023 tarihli, Enflasyon Raporu 2023-III başlıklı bir raporu daha var. Sayfa 52’deki Tablo 3’te asgari ücretteki %1’lik nominal artışın enflasyonu 0,06-0,08 puan bandında etkilediğini anlatılıyor. Buna göre, asgari ücret %10 artsa, enflasyon %0,6 ya da %0,8 artacak. Yani yarım puan kadar, bir bile değil. Bunu da TCMB raporu söylüyor.

Muhteşem Hocamız, Prof. Dr. Aziz Çelik bu konuyla ilgili çok açıklayıcı bir çalışma yapmış durumda. “Asgari Ücret Artışı Enflasyonu Tetiklemiyor, Ücret-Fiyat Sarmalı Yok!” başlıklı makalesinde tabloyu şöyle anlatıyor: “2004 yılında asgari ücrete yüzde 37,5 oranında zam yapıldı. Peki asgari ücrete reel olarak yüzde 19 oranda zam yapılan 2004 yılının enflasyonu ne oldu? Yüzde 9,3’e düştü.” Yine ona göre “2016 yılı asgari ücreti net yüzde 33,5 oranında arttı. Ancak bu yüksek reel artışa rağmen 2016 yılı enflasyonu yüzde 8,5’e geriledi.” Son olarak şunu not ediyor “2019 yılında 26,1 oranında zam yapıldı, enflasyon yüzde 11,8’e düştü.” Aziz Hocamızın gayet güzel ortaya koyduğu gibi, asgari ücret artışları enflasyona sebep olmamış ve hatta enflasyonu geriletmiş.

Bir de üstüne üstlük, IMF ekonomistleri olan Niels-Jakob Hansen, Frederik Toscani ve Jing Zhou, “Pandemi ve Enerji Şoku Sonrası Euro Bölgesi Enflasyonu: İthalat Fiyatları, Karlar ve Ücretler” başlıklı bir makale yayımladı. Avrupa’daki enflasyondaki artışın neredeyse yarısının, şirket kârlarındaki artıştan kaynaklandığını söylediler. Bu makalede, 2022 yılının birinci çeyreğinden 2023 yılının birinci çeyreğine tüketim deflatöründeki (enflasyon) ortalama değişimin yüzde 45’inden yurt içi kârların sorumlu olduğu, buna karşın artan ithalat fiyatlarının yüzde 40’lık katkısı olduğu ifade edildi.

Demek ki Avrupa’da da enflasyonun sebebi şirket kârları ve ithalat fiyatlarıymış.

TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’nın açıklaması ve dört tane koskocaman kanıtı alt alta yazdım, daha ne diyeyim. Yine de karşı tez sunabilecek varsa dinleyeyim.

*Hakan Öztürk'ün bu yazısı ilk olarak 12 Temmuz Cuma günü Yeni Yaşam Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Ortadoğu’daki Dalgalanmalar

Post

Tam Kurtuluşun Yolu

Post

Gerçekçi Ol, İmkansızı İste

Post

Kamusal Emeklilik Hakkı Savunulmalı

Post

Köylülere Her Yönden Saldırı

Post

İyi Bir Başlangıç

Post

Tek Adam Rejimi Tekledi

Post

Açlıktan Öte Köy Var mı?

Post

Emsalsiz, Tek ve Kıyaslanamaz Değiliz

Post

Asgari Ücret 42.300 Lira Olmalı

Post

Asgari Ücreti Kıyaslamak

Post

Asrın Hortumlaması: 133,5 Milyar Dolar

Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Post

Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam

Post

Haklılığımızı Açıklıyoruz Ve Kanıtlıyoruz

Post

Üç İnsandan Biri İşsiz, Dört Çocuktan Biri Aç

Post

Kurban Edilmek İstenen Emekliler

Post

Olmaktan Korktukları Yerdeler

Post

Tarih Bir İpucu Bekliyor

Post

Yarını Bugünden Kurmaya Başlamak

Post

Kamu Yararı için Ürün ve Hizmet Yaratmak

Post

Yön Göstermek

Post

Somut Koşulların Somut Analizi ve Siyaseti

Post

AKP Bir Geri Dönülmez Felakettir

Post

Orman Yangınlarında Bütün Tohumlar Ölmez

Post

Kerelerce Ölçülen Gelir Adaletsizliği

Post

Alem Buysa Kral Popülistler

Post

İşçi Sınıfı Şart Koşabilir

Post

Sefalet Endeksi

Post

Birkaç Ağaç ve Bir Nefes

Post

Ücret ve Kar Tahterevallisi

Post

Laiklik Şimdi ve Hep Gerekli

Post

Enflasyonun Yarattığı Sefalet

Post

Enflasyonun Sebebi Açlık Sınırındaki Ücretler mi?

Post

Bütçede Değirmenin Suyu Nerden Gelir Nereye Gider

Post

Anayasa Mahkemesini Bir Kez Tanımamak

Post

Gençler Sadece Asansör İstemez

Post

Emek ve Demokrasiden Yana Cumhuriyet

Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

Post

Elin ve Evin İyisi

Post

Göz Hizasında Siyaset

Post

Dördüncü Kuvvet Dik Duruyor

Post

Beton Bina ve Fabrika

Post

Smaç Sebep Sayı Sonuçtur

Post

Sorun Geniş Bir Zaman ve Mekanda

Post

Ekmek İstiyoruz ama Gül De

Post

Parti İşçi Sınıfını Besteler

Post

Kamu Mülkiyetini Kurtarmak

Post

İçeriksizlik Fırtınası

Post

Ormanlar Bizim, Kahrolsun Kapitalizm

Post

“Esset” Değil Halkın Öz Varlıkları

Post

Var ve Yok Listesi

Post

Karşı Kültür

Post

Günbegün Ücret Mücadelesi

Post

Aslanı Kediye Boğdurmak

Post

Sonradan Hatırlananlar

Post

Seçimin Yarattığı Yorumlama İmkânı

Post

Erdoğan’a Yetki Yok

Post

Mülkiyet Sorunu

Post

Halkın Temel İhtiyaçları, Kamu Hizmeti Olarak Karşılanmalı

Post

Örgütlü Gücü Meclis'e Taşıyalım

Post

Hiçbir Yerden İzin Almamak

Post

Mahirleri Anmak Değil Anlamak

Post

Hareketin Hareket Halindeki Doktrini

Post

Denizlere Çıkar Sokaklar

Post

Tabutta Röveşata

Post

Buyurunuz Buradan Yakınız, Mösyö Hükümet

Post

Depremin Siyaset Üstü Olmaması

Post

Basra Harap Olmadan Önce

Post

Halkın Birikimlerinin Bağımsızlığı

Post

Görev Zamanı

Post

Bu Daha Başlangıç

Post

Kaynaşmış Değiliz

Post

Bolsonaro Tavuğunu Yalnız Yemesin

Post

Suriye Sınırını Değil Açlık Sınırını Geç

Post

Neden Yapmasınlar?

Post

Hayallerin de Sadakate İhtiyacı Vardır

Post

Büyük Pasta, Küçük Pay

Post

Yine Sınırlama Esas, Hürriyet İstisna

Post

Seçenek Biziz

Post

Üç Husus

Post

Radikalizm

Post

Örgütlü Toplum Parlamentoya Rengini Vermeli

Post

İşçi Sınıfı Programı Vaat Eder

Post

Güç Siyasetle Yapılır

Post

Yenilgi Sonrasında Yorumlamanın ve Politik Programın Yitimi

Post

İşçi Sınıfının Tahtına Oturmaya Kalkışmak

Post

Hedef, Özne ve İktidar Organı