Post

Fark Eder

Erdoğan, önce Bekaert işçilerinin, sonra da Schneider işçilerinin grevlerini gece yarısı kararnameleriyle yasakladı. İktidarlarının sermayenin iktidarı olduğuna bir kanıt daha verdiler. İşçiler bu yasakları çiğnedi, ‘milli güvenliği bozucu nitelikteki’ grevlerini sürdürdü, kazanım elde etti. Yasaklar patronlarla kavgalarını durduramadı, ne mutlu işçi hareketine.

Keşke ülkenin her yerinde grevler çoğalsa, işçi sınıfı patronların boğazına daha çok yapışsa, kavgayı daha çok deneyimlese, daha da keskinleştirse…

Bunları dileyebiliriz ancak dilek ve temennilerimiz durumu değiştirmez. İşçi sınıfı geçmişin yenilgilerini, sendikal bürokrasiyi, örgütsüzlüğü ve deneyimsizliği sırtında taşıyor. Biz bu yükü onların sırtından indirip kenara atmadığımız sürece de taşıyacak. Alıp kenara atacağız; ama keskin bakışlarımızla, tek fiyakalı sözümüzle, tek harekette değil.

Başındayız, bir yolu yürüyeceğiz. İşçi sınıfı bir kere öğrenip unuttuklarını tekrar hatırlayacak. Tekrar toplanacak, konuşacak, tartışacak. Dövüşecek, küçük yenilgiler alacak, küçük zaferler kazanacak. Daha ağır kayaları, daha sık kaldıracak. Grev okulundan geçecek, grev sayıları birden yüze, yüzden binlere çıkacak. Dalga dalga önündeki kumdan engelleri yıkıp geçecek ve iktidara yürüyecek. Biz de onlarla yürüyoruz, yürüyeceğiz.

Bu yürüyüş temel görevimiz ve hedefimiz. Ancak bu mesele bir limanda bir gemiyi beklemek gibi ele alınamaz. Hayat akar, burjuvazi engellenemeyen sorunlara toslar. Sadece fabrikalarda değil, her alanda felaketlere yol açar. Bunların hepsi sosyalistler için fırsattır. Siyaset gün gün, an an yapılır. Önümüze sadece grev yapan işçiler gelmez. Polis dayağı da, gazete sansürü de, adaletsiz mahkeme kararı da gelir. Ezilen halklar, tanınmayan inançlar, öldürülen kadınlar, hakları verilmeyen LGBTİQ+'lar da gelir. Bunların hepsi meselemizdir. Emekçilerin önü ancak tüm bu sorunlara yönelik bütünlüklü bir siyasetle açılabilir. İşçi sınıfının iktidar potansiyeli ancak böyle ortaya çıkarılır. Sadece ekmekle beslenilmez, et de, sebze de gerekir. 

Seçimler önümüzde. Sadece önümüzde değil, sırtımızda. Tüm toplumla beraber, kaçamak yollara sapmadan bu süreci üstleneceğiz. Tüm ülke seçimlere odaklandıysa bize daha azını değil daha çoğunu yapmak düşer. Programımızı anlatacağız, örgütleyeceğiz. Hedeflerimize bir adım daha yaklaşmak için çabalayacağız.

Bunun yanında siyasi iktidarı göndermek için de elimizden geleni yapacağız. Çünkü işçilerin grev yasaklarını tanımama gücü vardır ama “Yasak olsa da olmasa da fark etmez” denilemez. Fark eder. İşçi sınıfı için de fark eder, tüm toplum için de fark eder. Hatta bazen öyle bir an gelir ki tüm mesele bu fark olur. Bir bakış, bir anlık tereddüt, bir kağıt parçası zaferi ve yenilgiyi birbirinden ayırır. 

Bu fark için mücadele etmeye değer. 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Dünya Çapında

Post

Umut

Post

Muharebe Meydanımız

Post

Vakit Kaybetmeden

Post

Fark Eder

Post

Kaçmayı Hayal Etmek

Post

Parçanın Değil Bütünün Peşinde

Post

Çatlaklar Hallolmaz, Çelişkiler Kaçınılmaz

Post

Savaşa Karşı Tutarlı Yol

Post

Savaş Kapitalizmin Kuralıdır

Post

'Geççek' ama 'Kuzu Kuzu' Bekleyerek Değil

Post

Sosyalistler için Tespit, Amaç ve Yöntem