Post

Biz Maraba Değiliz

“Bir sabah uyandık ki, Roblox’u kapatmışlar! Böyle bir şey olabilir mi ya? Biz maraba mıyız?” diyor 9 yaş civarında bir çocuk arkadaş. Sonuna da ekliyor: “beni sinirlendirmeyin”.

Erken yaşta zorla evlendirme yaşını 9 yaşa kadar indirmek isteyenler bunu başaramadı ama oyun platformları olan Roblox’u kapatarak, ifade özgürlüğü için hesap sorma yaşını çocukluk çağına indirmeyi başardı.

Sevgili minik arkadaşıma hemen cevap vermek istiyorum: Hayır, biz maraba değiliz arkadaşım.

Sen de asla yalnız yürümeyeceksin. Bu ülkede maraba olmayı asla kabul etmeyecek milyonlarız biz. Sizin büyüyüp bizi kurtarmanızı da beklemiyoruz. Müthiş şairimiz Nazım’ın dediği gibi olacak:

Ben sadece ölen babamdan ileri,

doğacak çocuğumdan geriyim,

ve bir kavganın adsız neferiyim”.

İşte böyle ileridesin sen; çok akıllısın, çok doğru bir noktayı yakalamışsın; hem “ev zencisi olmayın” diyen hem de mutlak itaat isteyen bir iktidara en güzel yanıtı “maraba değiliz” diyerek vermişsin, bravo. Gelecekte sen ve arkadaşların müthiş işler yapacaksınız. Ama biz de şiirdeki gibi bütün bu yasakların sonunu getirme mücadelesinin adsız neferleriyiz. Korkma, birlikte hakkından geleceğiz.

Bu gidişatı durdurmak için önce durumu anlamamız lazım arkadaşım. Roblox’u senin kadar tanımıyordum, dijital bir oyun platformu olduğunu kapatılınca öğrendim, kusura bakma. Şimdi bu yasaklar hakkında birçok yorum yapılıyor. Hukuki olarak katalog suçlar kapsamında bir dayanak bulunamıyor. Olsa da önemi yok çünkü hukuki olan her şey otomatik olarak etik değildir. Yasakların meşruiyeti yok. Politik sebepleri var. Politik tartışmada da, pek lüzum etmeyen bir şey yapılıyor, sürekli daha önceki yasaklar sıralanarak, bugün yaşadıklarımız normalleştiriliyor, gelecekte yaşayacaklarımızın yolu açılıyor. Doğru olan, “şaşırmadık” demek değil, tam senin yaptığın gibi “maraba değiliz” demektir. İfade özgürlüğü dediğimiz mefhum kimsenin iki dudağı arasında olmadığı gibi, insan hakları kitabı bu kategorideki hakları “dokunulmaz” kılar. Dayanağı da kale gibi anayasadır. Anayasanın sıkça ihlal edilmesi, onun gerekliliğini ve sonuna kadar savunmamız görevini ortadan kaldırmaz. Aksine bize daha çok görev yükler. Ve bakma sen bugün elindeki gücü kötüye kullananların estirdiği havaya, durumlar karışık.

Bak, ülkedeki siyasi partiler içinde Instagram’ı en çok kullanan iki parti AKP ve MHP imiş, iyi mi? İşte o yüzden de duyunca hepimizi ürperten o “ev zencisi olmayın” sözü, bence de kendi topluluğuna söylenmiş bir söz. Meğer yıllardır AKP jargonunda kullanılıyormuş, Ozan Gündoğdu tek tek örnekleriyle anlatıyor. Örneğin Boğaziçi direnişini destekleyen ya da Anıtkabir’de fotoğraf çektirip paylaşan muhafazakârlara karşı işbirlikçilik suçlamasıyla -genellikle de başörtülü kadınları hedef alarak- kullanılagelmekte olan bu sözün, şimdi AKP’li yönetici ve seçmenleri uyarmak için söylendiği yorumuna katılıyorum. Çünkü sadece Instagram için değil, AKP kamuoyunun çok büyük bir çoğunluğu, günlerdir gündemde olan hayvan hakları konusunda da yöneticilerle aynı düşünmüyor. Olaylar da tam bu felaketin ortasında gerçekleşiyor. Ayrıca minik arkadaşım şunu unutma; AKP’ye oy verenlerle, yöneticileri asla bir tutulamaz; o seçmeni ikna edip kazanmak bizim meselemizdir.

AKP yöneticilerinin de şu anda, ip gibi dizilip her gün yeni bir rezalet açıklama yapmaları “ev zencisi” olmadıklarını başkanlarına kanıtlama çabası. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, "TikTok Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesidir…cennetin kapısının anahtarı kapatılmasındadır” diyor. AKP seçmeninin en çok kullandığı sosyal medya platformları Instagram ve TikTok iken, kapatılmasını halkın istediğini iddia ediyor.

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, sokak röportajları için çalışma yaptıklarını söylüyor. Ana akım diye bir şey kalmadığı, her kanalın aynı anda aynı tek bir kişiyi gösterdiği bu memlekette, halkın sesini duyurabildiği tek yol olan sokak röportajları tarafsız yayın yapmıyorlarmış.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yasakları savunarak "Evlatlarımızı sosyal medyanın dijital faşizminden korumak” tan söz ediyor.

AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala en süperi; özgürlükleri kısıtlamak için değil, genişletmek için görüşmeler yapıyorlarmış! Böyle bir iletişim devriminin olduğu çağda bunları kısıtlayarak yola devam etmeyi arzu eden bir iktidar değillermiş.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Roblox’un çocukların istismarına neden olacak içerikler sebebiyle engellendiğini söylüyor.

Lanzorate Sözleşmesi

Maraba olmaya karşı çıkan canım minik arkadaşım, öne sürdükleri hiçbir şey inandırıcı değil ama konu çocuk olunca öncelik sizin. Sana istismarla mücadelenin böyle seni üzerek değil, gerçek yolunun ne olduğunu anlatmak istiyorum: Lanzorate Sözleşmesi.

2007'de İspanya'nın Lanzarote Adası'nda imzalandığı için bu ismi alan 'Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi', İstanbul Sözleşmesi nasıl şiddetten kurtulmanın yolunu gösteriyorsa, sizi istismardan kurtarmamızın yolunu gösteriyor. Ülkemizde de uygulanmak zorunda çünkü 10 Eylül 2011 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Peki, sözleşmeyi uygulamak yerine her gün boş açıklamalar yapan bu AKP yöneticilerinden bir gün bile duydun mu adını?

Duymadın. Çünkü mesele ne sizi korumak ne de hatta Hamas liderinin taziye mesajlarını sansürlediği için Instagram yasağı bile değil tam olarak. Gerçek; artık her konuda daha ilerde, daha dünyevi olan kendi seçmenini kaybetmenin krizi. Yerel seçim yenilgisini atlatamayan AKP, bu felaket ekonomik şartlarda hırsını nereden çıkaracağını şaşırdı, intikam davası peşinde. Gezi davası gibi, 1 Mayıs Saraçhane davası gibi; dalga dalga hep yenisi gelecek ha korkusu yaymaya çalışarak… Niğde’de ve Altındağ’da, köpeklerin vahşetle öldürülmesine sebep olarak. O hayvancıkların harap olmuş cansız bedenlerine bakamıyoruz. Ciğerlerini patlatmışlar o küçük bedenlerin, ciğerlerini.

Siz halkın böyle ciğerini sökeceksiniz, tek kendini ifade yolu yolu olan sosyal medyayı, sokak röportajlarını da elinden almaya çalışacaksınız, açlık sınırının altında gün yüzü görmeden yaşarken eğlenmek için elindeki tek imkanı da çok göreceksiniz ve kaybettiğiniz oylar geri gelecek öyle mi?

Tam tersi olacak tam tersi. Şimdi sürekli bu toplumun % 90’ının karşı çıktığı, en fazla %10’unun onaylayabileceği işleri yapa yapa, ilk seçimde %10’dan fazla oy alamayacak, batacaksınız, batacak.

Ayrıca “ev zencisi olmayın” deme hakkı, bunu bir mücadele çağrısı olarak söyleyen Malcolm X’indir, ezilen ırkındır, ezilen halklarındır. Ezen ulusun, saraylarda, villalarda ıstakoz yiyerek yaşayanların değil. Cennetin kapısını yeryüzünde açanlarındır bu hak.

*Gülsüm Kav’ın bu yazısı ilk olarak 11 Ağustos Pazar günü Gazete Pencere’de yayınlanmıştır.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Narin Davası Hepimizin

Post

Bozuk Düzende Sağlam Çark Olur Mu?

Post

Sorun ‘İnceller’de Değil İçimizde, O Kutsanan Ailenin Tam Göbeğinde, Kutsayanların Zihninde! Yağmur Yağar Ama İktidar Islanmaz

Post

New York Sokaklarında Asıl Anlatılması Gerekenler

Post

Çekirdek Bir Aileydik

Post

Her şeyi Gizleyen TÜİK, Ölümleri Gizleyemiyor

Post

Bu Gurur Hepimizin

Post

Kesinlikle Ayrı Dünyaların İnsanlarıyız

Post

“Maarif” Modelinde Kadının Adı Yok

Post

Aile Genelgesi’nin Arkasında Neler Var?

Post

Silahlar, “İkili Ölümler” ve Evrensel Haklarımız

Post

Çocuklar Ölmesin, Dondurma da Yiyebilsinler

Post

Büyük Onur Yürüyüşümüz

Post

Reisçilik Sistemi İle Yok Olan Aileler ve Soyadı Hakkı. İyi Mi Oldu AKP?

Post

“Amores Perros”: Köpek Sevgisi

Post

Bizi Bu Havalar Mahvetmeyebilir

Post

Biz Maraba Değiliz

Post

Ücret-Fiyat Sarmalı Yok, Şiddet Sarmalı Var

Post

Görev Kadınlarda

Post

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Özgürlük

Post

İliç’te Kuşlar Uçmuyor

Post

Depremde Kadının Adı Yok

Post

Evlere Bırakılmak Değil, Hayata Karışmak İstiyoruz

Post

Hiç Olmamak Ya da “Vitrin Olmak”; İkisine de Mecbur Değiliz

Post

Medeni Kanun İçin Mücadelemiz Herkes İçindir

Post

Kadınları Özgürleştiren Kentler İçin

Post

Kadınlar İçin Esnek Değil Tam ve Güvenceli İstihdam

Post

İntihar Denileni Şüpheli Bırakmayacağız

Post

Kadınlar Laiklik ve Özgürlük İçin Yürüyor

Post

Kapattırmadık

Post

Seçimler Gösterdi: Eşitlikçi Feminizm Şart

Post

Mucize Değil Medeniyeti Getireceğiz - II

Post

Mucize Değil Medeniyeti Getireceğiz - I

Post

İran ve Büyük Anlatılar Üzerine

Post

Kadın Cinayetleri Ülkesi Olmayacağız

Post

Demir Çeneli Melekler

Post

Kadın Cinayetlerinin Gizlenen Boyutu

Post

Yoksulluğun Pençesinden, Şiddetin Gölgesinden Kurtulacağız

Post

Medeni Kanuna Dokundurtmayacağız

Post

Sınırları Aşıyoruz

Post

İklim Krizini de, Kadın Cinayetlerini de Durduracağız

Post

“Femonasyonalizm” ve Enternasyonalizm