İran’da Kıvılcım Çakıldı, Rejim Sallanıyor
İran’da başlayan eylemler geçen yıllardakilerin devamı. Ama bu sefer daha fazla radikaller. İslami rejim geldiğinden beri eylemler yapılıyor ama zaman geçtikçe büyüdüler. Bundan önceki en büyük eylemler 2019’da yapılmıştı. Rejim bu eylemlere kadın, genç, işçi, emekli ayrım gözetmeden baskı, işkence ve idamlarla yanıt vermişti. Ancak bunlar İran toplumunu bir kıvılcıma ve patlamaya hazırladı. Salgın nedeniyle bu hareketliliğe ara verilmişti ama Mahsa’nın ölümü bu kıvılcımı tekrar çaktı. Yüzden fazla şehirde eylemler başladı. Yönetenler ve halk arasındaki uçurum bu ayaklanmanın patlamasını kolaylaştırdı. Başörtüsü baskısıyla yaşamını yitiren Mahsa, rejime karşı mücadelenin bayrağı oldu.
İran toplumunun kadınları sermaye düzeninin ve erkek egemenliğinin ayrımcı baskısı altında kendi temel haklarından mahrumdu. Bir tarafta baskı, hapis tehdidi; bir tarafta hakaretler, tehditler, yüze asit atmaya varan saldırılar. Bunlar bile kadınları pes ettirmedi; temel haklarından vazgeçmediler ve sessiz kalmadılar. Kendi hakları için direnmeye, itiraz etmeye başka alanlarda devam ettiler. Belli ki rejim bu sorunları çözemiyor ve çözemeyecek. Bu sorunlarla yüzleşen kadınlar, işçiler ve emekçiler toplumun çoğunluğu.
Rejimin bu krizden çıkmak için elindeki tek araç kadınlara ve itiraz edenlere baskıları arttırmak. Mahsa’nın ölümünü de bu sürece bağlı görmek gerekir. Molla rejimi Mahsa’yı ve Mahsaları kendine itiraz edenlere gözdağı vermek için öldürüyor. İtiraz edenleri sindirmeye çalışıyor. Erkek egemenliği, sermaye düzeniyle birlikte bütün gücünü baskılar için kullanıyor. Kadınlar, işçiler, yoksullar, öğrenciler, öğretmenler bu düzende bir çıkış göremiyor. En fazla da kadınlar baskı altında.
Eylemler başlayalı yaklaşık bir hafta oldu. Ayaklanma bütün şehirleri sardı ve İslami rejimi sallıyor. Tüm toplum bir devrime yüzünü döndü. Mahsa öldürüldü ancak mücadele bayrağına dönüştü. Cinsiyet ayrımcılığına karşı insanlar sokaklara, meydanlara döküldü. Kadınlar başörtülerini yakıp, saçlarını kesip rejimin kalbine gözlerini diktiklerini anlatıyor. Bu öfke dertli bir toplumun birikmiş öfkesi. Kendini yeniden çok daha radikal şekilde gösterdi. Şimdiki hareketin en önünde kadınlar, arkalarında da tüm toplumun desteği var. “Jin, Jiyan, Azadi” sloganıyla rejimi hedef alıyorlar. Hükümeti destekleyen mezhepleri, mollaları, kadına karşı kanunları da… Kadınlar ve tüm toplum rejime, sermayeye karşı sokağa çıkıyor, öfkelerini gösteriyorlar. Bu ayaklanma İran’da bir tarih yazıyor ve sadece İran ile de sınırlı kalmıyor. Başka ülkelerden de destek sesleri çıkıyor. Bu itirazlar yeni bir dönemin sesi. İslami rejime yönelik öfkenin dönemi.
Umuyoruz ki bu hareket işçilerler, gençlerle, öğretmenlerle, emeklilerle birlikte hareket edebilsin ve sonuca varabilsin. Eylemler sırasında kitleler hedeflerine ulaşmak için deneyim kazanıyor. Kadınların, işçilerin, gençlerin öğretmenlerin önündeki çözüm birliklerinden ve örgütlenmelerinden geçiyor.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.