Post

Liberalizmin Vaadsizliği

Gücü eridikçe iktidarın aldığı kararlar ülkedeki yıkımı büyütüyor. “Yerine ne koyulacak?” sorusu gittikçe büyüyen soru işaretine dönüyor. Yaklaşan seçim tarihi, olası erken seçim ihtimaliyle beraber arayışa girilmesi gayet doğal, gittikçe siyasete hareket kazandıracaktır. Neyse ki bu sefer seçimlerin önemsizliğini anlatan tezler gündeme bile girmiyor.  

Kapitalizme ait reel ekonomi kurallarının uygulanmamasından en çok yakınan altılı masa program bakımından ortak bir görüş ve netlik çıkarabilmiş değil. “Kapitalizm şu yoldan gitsin, şöyle uygulanırsa ülkeyi kurtarırız” diyemiyorlar. Düzen siyasetinden medet umanlara göre eğer “aranan etkili bir siyasal iletişim bulunabilirse” oy oranları bir anda artacak. Bize sorsanız “gölge etmeseler daha iyi olacak”.

Temel sorunlardan biri aday (Cumhurbaşkanı) ismi olduğu gibi tabi ki adayın belirlenme yöntemidir. “Birkaç iyi adam” kararıyla, yaklaşımıyla milyonlara nasıl yaklaşılacak? Ama belli ki düzen muhalefeti içinden çıkamadığı ve ortaklaşması zor ekonomik program konusunda da netlik elde edemeyecek.

Nasıl çıkılsın ki düzenin sorunlarını yapısal ele alıp antikapitalist olmaları mümkün değilken. Kapitalizmi yeniden üretme ve kurtarma sevdası dünya sermaye sınıfının içinden çıkamadığı bir nesnellik. 

Yakın zamanda Ankara’ya gelen, liberal ekonomist Daron Acemoğlu ile “şimdi reçeteyi verecek” havası yaratılarak bir röportaj yapılmış. Ülkenin başına “kurtarıcı” diye 2000’li yıllarda sarılan ve ülkeye batık ekonomi formülleri getiren Kemal Derviş yetmedi. 

Röportajda, gene teknokrat veya teknokrat hayranlığının yaratacağı sonucun ülkeye hiçbir hayrı olmadığı daha fazla açığa çıkmış. Röportajda, teknolojinin önemi vurgulanıyor ama teknoloji seviyesi yüksek Çin’in büyüme rakamlarının tıkandığı söyleniyor. Çin bir güç olmaya devam ederken Rusya’nın düşüşüyle liberallerin özlemi olan jeopolitik dengenin bozulduğu ifade ediliyor. Bir anlamda dünyadaki kapitalist ülkelerin kapışması ve savaş ihtimalini yine inceltmekten, çelişkiyi yumuşatmaktan başka sözleri yok. Küresel iklim değişikliğinin büyük yıkımlar yarattığı, yaratacağı ifade ediliyor ama gözü dönmüş kapitalizmin elindeki teknolojinin büyümesi isteniyor. Son kertede AKP’nin sermayesi için değil de büyük sermaye için kaynak nasıl yaratılacak, işçi-emekçi bu bedeli nasıl ödeyecek konuşuluyor. Altılı masanın kulak kabarttığı kurum ve teknokrat arayışı bunun ötesine geçemez.

Altılı masanın büyük gücü, CHP-Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamulaştırma veya beşli çeteye yönelik yaklaşımı, açıklamaları masanın ortak görüşünü ifade etmiyor veya edemiyor. Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımı seçmen karşısında öne atacak, iktidar görüşünden doğru siyasal hedefle ayrıştıran açıklama olmasına rağmen.

Kartlar yeniden karılarak büyük sermayeden yana sömürü oranlarını planlayan altılı masa ile karşı karşıyayız. İyi Parti bu yönde kendi ekonomi programını ilan etti. Makroekonomik istikrar ve kalkınma hedefiyle Kılıçdaroğlu’nun beşli çeteye yönelik ifadelerine taraftar olmadığı, çerçeve olarak kabul etmediği belli.

Ali Babacan ve Deva’nın “ben yönetirken işler yolundaydı” ötesine geçmeyen “jilet teknokrat” havasıyla ne ortak görüşe ne kendine hayrı olmadığı da görülüyor. CHP kamulaştırmayla beraber piyasa ekonomisinden uzaklaşan devletçi vurgusuna devam ederse Babacan ve Demokrat Parti ile ters düşmesi bekleniyor.

Bir kez daha halklar, emekçiler, ülkenin ezilenleri liberalizmin vaatsizliği ile baş başa değil. Umudunu ve çabasını ortaya koyabileceği siyasal bir zemini var. Emek ve Özgürlük İttifakı uzun süredir devam eden siyasal eylemlilik süreci sonucunda ismini ilan etti. Siyasal hedeflerini, programını ilan etmeye de devam edecek. AKP’yi göndermek ve sömürü düzeni ile mücadele etmek için önemli bir adım daha atıldı.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Yasak Tanımadılar

Post

Göz Göre Göre

Post

Batan Geminin Konutları

Post

Liberalizmin Vaadsizliği

Post

Sokakta Dünya Gündemi

Post

Müzakere Diyorlar Ateşi Kesemiyorlar

Post

Halkların Barışının Daim Olması İçin

Post

Düzen Diplomasisinden Ne Çıkar?

Post

Kapitalizm Varsa Savaş da Var

Post

Köşe Taşları

Post

Geleceği Hazırlayan Gerçek Tarihimiz

Post

Atatürk Havalimanı’nın Talanı ve Sermaye Transferi